Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TAL NINETEEN TO THE DOZEN : English Turkish

hızlı ve çok konuşmak, çançan ötmek

TALAING : English Turkish

n. Mon'un Birmanya dilindeki karşılığı, Burma'nın doğusunda bir bölgenin Budist sakinleri

TALARIA : English Turkish

n. kanatlı ayakkabı [mit.]

TALC : English Turkish

n. talk

TALCUM : English Turkish

n. talk pudrası

TALCUM POWDER : English Turkish

talk pudrası

TALE : English Turkish

n. öykü, hikâye, kıssa, masal, rivayet, efsane, yalan, dedikodu

TALEBEARER : English Turkish

n. dedikoducu

TALEBEARING : English Turkish

n. dedikoduculuk

TALENT : English Turkish

n. marifet, yetenek, kabiliyet, yetenekli kimse, eski para ve tartı sistemi

TALENT SCOUT : English Turkish

yetenek avcısı, yetenekleri keşfeden kimse

TALENTED : English Turkish

adj. marifetli, yetenekli, hünerli, kabiliyetli

TALENTLESS : English Turkish

adj. yeteneksiz, kabiliyetsiz

TALES FROM SHAKESPEARE : English Turkish

n. Shakespeare'den hikayeler, 1807 yılında kızkardeşi Mary Lamb ile beraber Charles Lamb tarafından yazılan çocuk kitabı

TALETELLER : English Turkish

n. hikâyeci, masalcı, yalancı, dedikoducu

TALIBAN : English Turkish

n. Taliban, Molla Muhammed Ömer tarafından kurulan İslami devrimci güç

TALION : English Turkish

n. kısas

TALIPED : English Turkish

adj. yumru ayaklı

TALIPES : English Turkish

n. yumru ayak

TALIPOT : English Turkish

n. yelpaze yapraklı hurma ağacı

TALISMAN : English Turkish

n. tılsım

TALISMANIC : English Turkish

adj. tılsım gibi, tılsımla ilgili

TALIT KATAN : English Turkish

sofu erkek Yahudiler tarafından giyilen köşelerinde karışık düğümler bulunan pamuklu hafif giysi

TALK : English Turkish

n. konuşma, hoşbeş, sohbet, görüşme, söz, laf, dedikodu, söylenti

TALK : English Turkish

v. konuşmak, görüşmek