Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TANK : English Turkish

v. depoya koymak

TANK : English Turkish

n. depo, tüp, benzin deposu, hazne, su deposu, sarnıç, tank, hapishane, fotoğraf banyo kabı

TANK BUSTER : English Turkish

n. tanksavarcı, tanksavar uçağı

TANK CAR : English Turkish

su deposu vagonu

TANK DESTROYER : English Turkish

tanksavar

TANK DRAMA : English Turkish

n. olaylı oyun [amer.]

TANK TOP : English Turkish

kısa ve kolsuz bluz

TANK UP : English Turkish

v. depoyu doldurmak, benzin almak, istimini almak

TANKAGE : English Turkish

n. depoyu doldurma, depoyu doldurma ücreti, deponun hacmi, depo tortusu, mezbaha artıkları

TANKARD : English Turkish

n. büyük bira bardağı, maşrapa

TANKED : English Turkish

adj. kafayı çekmiş, sarhoş

TANKER : English Turkish

n. tanker

TANNAIM : English Turkish

n. (Yahudilik)
200 yılları arasındaki Hristiyanlık döneminde aktif olan ve temel edebi ürünleri onların görüşlerinin ve kayıtlarının bulunduğu Mishnah olan Yahudi alimler/öğretmenler grubu

TANNAITIC : English Turkish

adj. (Yahudilik) Tannaim'e veya onların öğretilerine veya görüşlerine ait; Tannaim dönemine ait

TANNED : English Turkish

adj. yanık tenli, bronzlaşmış, tabaklanmış

TANNER : English Turkish

n. tabakçı, sepici, altı penilik para [brit.]

TANNERY : English Turkish

n. tabakhane

TANNIC : English Turkish

adj. tanenli

TANNIN : English Turkish

n. tanen, mazı tozu

TANNING : English Turkish

n. yanma (cilt), bronzlaşma, güneşlenme, tabaklama, dövme, dayak atma

TANNOY : English Turkish

n. (ticari marka) hoparlör sistemi tipi

TANSTAAFL : English Turkish

edava bir yemek gibisi yoktur, değersiz şey bedavadır, kalite pahalı gelmez (İnternet argosu)

TANSY : English Turkish

n. solucan otu

TANTALIZATION : English Turkish

n. gösterip vermeme, boşuna ümit verme, kuyruk sallama

TANTALIZE : English Turkish

v. gösterip de vermemek, umutlandırıp vermemek