English Turkish
TANTALIZING : English Turkish
adj. gösterip de vermeyen, boşuna umutlandıran
TANTALUM : English Turkish
n. tantal
TANTALUS : English Turkish
n. Tantal [mit.]
TANTAMOUNT : English Turkish
adj. eşit, aynı değerde
TANTIVY : English Turkish
adv. dörtnala, alelacele
TANTIVY : English Turkish
n. av narası, dörtnala gitme, acele gitme
TANTRA : English Turkish
n. insanın birliğini sağlıklı gelişimi ve Hinduizm ve putperestliğin mudras ve mantra ve erotik ayin gibi mistik yada sihirli öğelerini içeren unsurları birleştiren görünür dünya için manevi sistem; törensel faaliyetler ve törensel ibadet üzerine Sanskritçe yazılmış Hindu yada Budist mistik veya büyü edebiyatı
TANTRIC : English Turkish
adj. bir Hindu veya Budist Tantra'ya ait
TANTRISM : English Turkish
n. Tantrizm, Tantra; Hinduizm ve Budizm'de temeli sembolik el hareketleri ve erotik ayinler olan akım
TANTRUM : English Turkish
n. öfke nöbeti, sinir, aksilik
TANUR WATERFALL : English Turkish
Tanur şelalesi, Metulla (İsrail) yakınlarındaki Aion Nehri üzerinde bulunan şelale
TANZANIA : English Turkish
n. Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti, Afrika'nın doğusunda bir ülke
TANZANIAN : English Turkish
n. Tanzanya vatandaşı veya orada yaşayan kimse (Afrika'nın doğusunda bir ülke)
TANZANIAN : English Turkish
adj. Tanzanya'ya ait (Afrika'nın doğusunda bir ülke)
TANZIM : English Turkish
n. Tanzim, El-Fetih'e bağlı ve Filistinliler arasında İntifada hareketlerine taban seviyesinde katılımı teşvik etmekten sorumlu paramiliter örgüt
TAO : English Turkish
n. Tao, bütün hakikatlerin kaynağı ve rehberlik eden esasları, en yüksek evrensel değer (Çin Felsefesi)
TAOISM : English Turkish
n. Taoizm, MÖ. 6'ncı yüzyılda Lao-tzu tarafından kurulan Çin felefesi ve dini
TAOIST : English Turkish
n. Taoist, Taoizme inanan kimse, Lao-tzu'nun öğretilerini takip eden kimse
TAP : English Turkish
n. hafif vuruş, tıklatma, tıkırtı, pıtırtı, musluk, çeşme, yat borusu, pençe (ayakkabı), fıçıdan doldurulmuş içki, fıçı (içki), bar, bağlantı [elek.], vücutta biriken suyu alma
TAP : English Turkish
v. tıklatmak, hafifçe dokunmak, hafifçe vurmak, tıkırdatmak, pençe vurmak (ayakkabı), step dansı yapmak, musluk takmak, musluğu açmak, tıpa takmak, suyunu akıtmak, para sızdırmak, kaçak hat çekmek, bağlantı kurmak [elek.]
TAP DANCE : English Turkish
v. step dansı, ayaklarını yere vurarak dans etme
TAP DANCER : English Turkish
stepçi, step dansçısı
TAP ROOT : English Turkish
kazık kök
TAPE : English Turkish
n. kaset, bant, şerit, kurdele
TAPE : English Turkish
v. kaydetmek, kasede almak, bantlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani