Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

THANKS AWFULLY : English Turkish

interj. çok teşekkürler

THANKS FOR YOUR INVITATION : English Turkish

davetiniz için teşekkür ederim

THANKS FROM THE BOTTOM OF MY HEART : English Turkish

kalbimin derinliklerinden teşekür ederim, içten teşekür ederim, bunun için gerçekten minnettarım

THANKS IN ADVANCE : English Turkish

önceden teşekür ederim, peşinen teşekür ederim, herşeyden önce teşekür ederim, şimdiden teşekürler

THANKS TO : English Turkish

sayesinde

THANKSGIVING : English Turkish

n. şükran günü

THANKSGIVING : English Turkish

n. şükretme

THANKSGIVING DAY : English Turkish

şükran günü

THANKWORTHY : English Turkish

adj. teşekküre lâyık

THANX : English Turkish

interj. teşekürler!, teşekür ederim! minnettarım!

THASSOS : English Turkish

n. Thásos, Ege Denizi'nin kuzeyinde kuzey-doğu Yunanistan'da bir ada

THAT : English Turkish

pron. şu, o, ki, diye

THAT : English Turkish

adj. öteki

THAT : English Turkish

adv. bu kadar, o kadar, böyle

THAT : English Turkish

conj. şu, o, ki, diye, için

THAT BEATS COCKFIGHTING : English Turkish

erbat bir şey, horoz dövüşünden de beter

THAT BEATS EVERYTING : English Turkish

en iyisi bu, bu kadar da olmaz, canıma yetti

THAT BEATS ME : English Turkish

eni aşar

THAT CAT WON'T JUMP : English Turkish

u iş olmaz, olmaz

THAT DOES IT : English Turkish

hepsi bu, işte bu, bu yeter, bu yeterli, durdur şunu, bu son vuruş

THAT DRIVES ME NUTS : English Turkish

u beni gerçekten çıldırtıyor, bu beni deli ediyor

THAT IN ITSELF : English Turkish

yanlız başına, kendi içinde ve kendine ilişkin, olduğu gibi, mevcut durumunda

THAT IS : English Turkish

ir diğer ifadeyle, söylemek istediğim, söylenecek şey şu

THAT IS ALL : English Turkish

hepsi bu, hepsinin özeti, işin özü bu

THAT IS ANOTHER PAIR OF SHOES : English Turkish

u başka bir ayakkabı çifti, bu tamamen farklı bir konu, bu kesinlikle ayrı bir konu