Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

THAT WILL TAKE SOME DOING : English Turkish

yapmak pek de kolay değil

THAT WON'T DO : English Turkish

sökmez., yetmez., yeterli değil

THAT WON'T DO WITH ME : English Turkish

ana sökmez

THAT'LL : English Turkish

v.
ecek,
acak, gelecek zamanı ifade etmek için bir başka fiille birlikte kullanılan fiil

THAT'LL BE THE DAY : English Turkish

elki bir sonraki hayatında!, hiç şansı yok!, asla!

THAT'S : English Turkish

n. spesifik kimse veya şey, o

THAT'S A BARGAIN : English Turkish

anlaşma bu, bu gerçekten iyi bir anlaşma!

THAT'S A BIT STIFF : English Turkish

u kadar da olmaz, bu kadarı da fazla

THAT'S A BIT THICK : English Turkish

u kadarı da fazla

THAT'S A DIFFERENT OPERA : English Turkish

u başka bir opera, bu tamamen başka bir sınıf, bu tamamen farklı bir tarz

THAT'S A DIFFERENT STORY : English Turkish

u farklı bir hikaye, bu konu ile alakalı olmayan bir mesele, ne alaka, bu alakasız bir şey

THAT'S ALL : English Turkish

phr

THAT'S ALL FOR NOW : English Turkish

şimdilik hepsi bu, şu an için hepsi bu

THAT'S ALL RIGHT : English Turkish

interj. tamam

THAT'S ALL VERY WELL BUT : English Turkish

herşey tamam fakat,
hariç hepsi güzel, harika fakat

THAT'S ALL WE HAVE : English Turkish

hepsi bu kadar

THAT'S ALL, THANKS : English Turkish

hepsi bu kadar tesekkürler

THAT'S AWFUL : English Turkish

interj. o çok korkunç

THAT'S COOL : English Turkish

interj. çok iyi, çok klas

THAT'S ENOUGH : English Turkish

yeter artık

THAT'S ENOUGH, THANKS : English Turkish

yeterli tesekkürler

THAT'S FUNNY : English Turkish

o çok komik

THAT'S GREAT : English Turkish

harika

THAT'S INCREDIBLE : English Turkish

interj. inanılmaz

THAT'S INTERESTING : English Turkish

o ilginç