English Turkish
THATCH : English Turkish
n. saman dam örtüsü, darmadağınık saç, karışık saç
THATCH : English Turkish
v. saman ile örtmek (dam), kamışla kaplamak (çatı)
THATCHED : English Turkish
adj. samandan yapılmış; samandan yapılmış çatısı olan
THATCHER : English Turkish
n. bir soyadı; Margaret Thatcher (1925 doğumlu), İngiltere'nin eski başbakanı((
1990, bu pozisyonada bulunan ilk kadın)
THATCHER : English Turkish
n. çatıları saman/kamışla kaplayan kimse
THATCHERISM : English Turkish
n. Thatcherizm, Margaret Thatcher'ın (İngiliz Başbakan) politikaları
THATCHERITE : English Turkish
n. Thatcherizm taraftarı
THAUMATIN : English Turkish
n. Thaumatococcus daniellii bitkisinin tohumlarından elde edilen protein
THAUMATOCOCCUS DANIELLII : English Turkish
n. Thaumatin'in (çok tatlı madde) elde edildiği bitki (Batı Afrika'nın doğal tropikal yağmur ormanlarında yetişen)
THAUMATURGY : English Turkish
n. büyü, büyücülük, sihir, sihir veya mucize gösterimi
THAW : English Turkish
n. erime, buzları çözülme, ısınma, açılma
THAW : English Turkish
v. erimek, buzu çözülmek, açılmak, eritmek, açmak, rahatlatmak
THAW OUT : English Turkish
açmak, rahatlatmak
THE : English Turkish
elirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (Gramer)
THE : English Turkish
(Gramer) sıfat/önadları veya zarfları değiştirmek ve iki durum arasındaki ilişkiyi göstermek için kullanılan kelime (ör. daha çok çalışırsam, daha çok öğrenirim; ne kadar çok çalışırsam o kadar çok öğrenirim)
THE 1967 BORDERS : English Turkish
1967 sınırları, yeşil hat, Bağımsızlık Savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (İsrail Tarihi)
THE 2004 TSUNAMI : English Turkish
n. 2004 Tsumanisi, 26 Aralık 2004'teki Büyük Tsunami, bir depremin tetiklediği ve iki kıtada 8 ülkede (Tayland, Hindistan, Endonezya, Malezya, Maldivler, Seylan, Somali ve Sri Lanka) yaklaşık 225,000 insanın ölümüne yol açan 26 Aralık 2004'te meydana gelen yıkıcı tsunami
THE 80-20 RULE : English Turkish
n. 80/20 kuralı, Pareto prensibi, bir ekonomi politikasının nüfusun bir bölümünün yararına olduğu ve diğerlerine herhangi bir zarar vermediği durumlarda arzu edilebilir olduğunu belirten ekonomik ilke, çoğu olay veya durumların sonuçlarının %80'inin sebeplerin %20'sinden kaynaklandığını belirten kural
THE 80/20 RULE : English Turkish
n. 80/20 kuralı, Pareto prensibi, bir ekonomi politikasının nüfusun bir bölümünün yararına olduğu ve diğerlerine herhangi bir zarar vermediği durumlarda arzu edilebilir olduğunu belirten ekonomik ilke, çoğu olay veya durumların sonuçlarının %80'inin sebeplerin %20'sinden kaynaklandığını belirten kural
THE A TEAM : English Turkish
A takımı, televizyonda macera dizisi ismi
THE ABOVE MENTIONED : English Turkish
n. yukarıda bahsedilen, daha önce yukarda bahsedilen
THE ABSOLUTE : English Turkish
kesinlik, saltlık
THE ACADEMY AWARDS : English Turkish
Akademi ödülleri, Oskarlar, sinema ve sinema üretiminde üstün başarıları ödüllendirmek için her yıl yapılan tören (Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından verilen)
THE ACCENT FALLS ON THE LAST SYLLABLE : English Turkish
vurgu son hecede buunur
THE ACCOUNTS DON'T BALANCE : English Turkish
hesaplar ve kayıtlar dengelenmez, hesaplar dengeye gelmez
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani