Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE IDEA DAWNED ON ME : English Turkish

ende bir fikir belirdi, bana malum oldu,
diye düşündüm, sanırım

THE IMMIGRATION DEPARTMENT : English Turkish

Göç Departmanı, geri dönüş yasasına göre Yahudiler'in göç etmesini idare eden kurum

THE IMMORTALS : English Turkish

Ölümsüzler, tanrılar, sonsuza kadar yaşayan üstün varlıklar

THE IMPORTANCE OF BEING EARNEST : English Turkish

ağırbaşlı olmanın önemi, Oscar Wilde tarafından yazılan oyun

THE IMPOSSIBLE : English Turkish

imkansız, mümkün olmayan şey, gerçekleşmesi mümkün olmayan şey

THE IN LAWS : English Turkish

n. eşin ailesi

THE INCIDENCE OF LAW : English Turkish

yasanın etkisi, kanunun etkisinin derecesi, yasanın uygulama alanı

THE INCOME TIMING PRINCIPLE : English Turkish

gelir zamanlama prensibi, muhasebenin sadece yasal bir hak söz konusu olduğunda gelirin kaydedilmesi gerektiğini belirten temel kuralı

THE INCOMING TENANT : English Turkish

n. yeni kiracı

THE INCOMING TIDE : English Turkish

n. denizin yükselmesi, met

THE INEVITABLE HOUR : English Turkish

kaçınılmaz saat, kaçınılmaz son, ölüm anı

THE INFINITE : English Turkish

sonsuzluk, tanrı, uzay, evren, allah

THE INITIATED : English Turkish

n. sırdaş

THE INLAND REVENUE : English Turkish

gelir idaresi, iç gelir, vergi idaresi, vergilerin toplanmasından sorumlu grup

THE INSANE : English Turkish

çılgın, deli, deli insan, ruhsal olarak hasta

THE INSPECTOR GENERAL : English Turkish

müfettiş general, başrolünü Danny Kaye'in oynadığı 1949 yapımı komedi filmi

THE INSTANT HE SAW HER : English Turkish

onu gördüğü anda, erkeğin kızı gördüğü an, gözleri kızın üzerine geldiği anda, kızı görür görmez

THE INSURED : English Turkish

n. sigortalı

THE INSURED PARTY : English Turkish

n. sigortalı

THE INSURERS : English Turkish

n. sigorta şirketi

THE INTELLIGENTSIA : English Turkish

ir toplumun üniversite eğitimi görmüş kesimi

THE INTEREST LAW : English Turkish

faiz yasası, law that increases the interest rate on loans

THE INTERESTED PARTIES : English Turkish

ilgili taraflar, meselenin tarafları, konunun dokunduğu taraflar, konuya dahil olanlar

THE INTERMEDIATE DAYS OF A FESTIVAL : English Turkish

ayramın orta günleri, bayramın ilk ve son günü arasındaki günler, tamamen tatil olmayan günler

THE INTERMEDIATE DAYS OF PASSOVER : English Turkish

Yahudi hamursuz bayramının ortasındaki günler, Hamursuz bayramının tamemen tatil olmayan günleri, Hamursuz bayramının ilk ve son günü arasındaki günler