Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE GOVERNMENT BASIC LAW : English Turkish

hükümet temel yasası, devlet temel yasası, yönetim temel kanunu, hükümetin önderliğini ve onun faaliyetlerini düzenleyen temel yasa

THE GOVERNMENT PARTY : English Turkish

n. iktidar partisi

THE GOVERNMENT WAS OVERTHROWN : English Turkish

hükümet düşürüldü, hükümet çöktü, bir hükümet darbesi gerçekleşti, bir devrim yaşandı

THE GOVERNOR : English Turkish

n. patron, baba, bey

THE GRADUATE : English Turkish

mezuniyet, başrollerinde Dustin Hoffman ve Anne Bancroft'ın oynadığı 1967 yapımı film (Mike Nichols tarafından yönetilen)

THE GRAPES OF WRATH : English Turkish

n. gazap üzümleri, Büyük Buhran esnasında dertli göçmen işçilere yardım etmek için kanuni mevzuatı zorlayan Oklahoma'daki bir aile hakkında John Steinbeck tarafından 1939 yılında yazılan roman

THE GRAVITY OF THE SITUATION : English Turkish

durumun önemi, durumun ağırlığı, olan durumun çarpıcılığı

THE GREAT : English Turkish

n. seçkinler, ileri gelenler

THE GREAT ASSEMBLY : English Turkish

Büyük Assamble, Büyük Kongre, büyük toplantı

THE GREAT BEYOND : English Turkish

muhteşem hayat ötesi, yaşam sonrası, ölümden sonraki yaşam, gelinecek dünya

THE GREAT DEPRESSION : English Turkish

n. büyük buhran, 1930'larda ABD'de yaşanan ağır ekonomik kriz (29 Ekim 1929'da büyük borsa çöküşü ile başlayan)

THE GREAT DIVIDE : English Turkish

n. ölüm

THE GREAT EXHIBITION : English Turkish

n. büyük sergi, Kristal Saray Sergisi, 1851 Büyük Sergisi, 1851 yılında 1 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında Kristal Palas'ta (Hyde Park, Londra) gerçekleştirilen uluslararası sergi (kültür ve endüstri ile ilgili çoğu Dünya Fuar sergilerinin ilki)

THE GREAT EXHIBITION OF 1851 : English Turkish

n. 1851'in büyük sergisi, Büyük Sergi, Kristal Saray Sergisi, 1851 yılında 1 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında Kristal Palas'ta (Hyde Park, Londra) gerçekleştirilen uluslararası sergi (kültür ve endüstri ile ilgili çoğu Dünya Fuar sergilerinin ilki)

THE GREAT GATSBY : English Turkish

n. harika Gatsby, F. Scott Fitzgerald tarafından yazılan roman (1925 yılında yayınlanan)

THE GREAT MAJORITY : English Turkish

üyük çoğunluk, en yüksek oran

THE GREAT UNWASHED : English Turkish

ayaktakımı

THE GREAT WAR : English Turkish

üyük savaş, I. Dünya savaşı, esas olarak Orta Doğu ve Avrupa'da yaşanan Merkez Kuvvetler ve Müttefikler arasındaki büyük savaş (
1918)

THE GREATEST INVENTORS : English Turkish

en büyük mucitler, en büyük kaşifler, en kullanışlı ve gerekli şeyleri icat eden veya keşfeden dahiler

THE GREATS : English Turkish

Büyükler, büyük şahsiyetler, önemli kişilikler

THE GREEN EYED MONSTER : English Turkish

kıskançlık, haset

THE GREEN LINE : English Turkish

Yeşil Hat, İsrail'in Bağımsızlık Savaşını takiben ateşkeş görüşmeleri esnasında 1949 senesinde oluşturulan sınırlar; Batı Şeria ve İsrail arasındaki sınır (1967'den beri)

THE GREEN ROOM : English Turkish

Yeşil Oda, Washington DC'de Beyaz Saray'daki odalardan biri (neredeyse tamamen yeşil renkte)

THE GREEN WAVE : English Turkish

yeşil dalga, trafik akışını sağlamak için diğeri yeşile döndükten sonra çalışan trafik ışıkları sistemi, belli bir süratte gidildiğinde hep yeşil ışığa denk gelinecek sistem

THE GRIM REAPER : English Turkish

n. ölüm, azrail, ölüm meleği