Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE FIRST FIVE : English Turkish

ilk beş, bir basketbol oyununun başlangıcında sahada gözüken ilk beş oyuncu

THE FIRST PART OF : English Turkish

-'ın ilk bölümü,
'ın ilk parçası, bölüm 1

THE FIRST PRESIDENT OF ISRAEL : English Turkish

İsrail'in ilk Cumhurbaşkanı, İsrail Cumhurbaşkanı olarak hizmet eden ilk kimse, Chaim Weizman, 1948'den 1952'ye kadar İsrail Cumhurbaşkanı

THE FIRST PRIZE : English Turkish

n. büyük ikramiye

THE FIVE : English Turkish

n. beşli

THE FIVE METERS LINE : English Turkish

eş metre çizgisi, oyuncunun kaleci ile temas etmesi yasak olan alanı gösteren çizgi, oyuncunun kaleciye temasının yasak olduğu alanı belirten çizgi (Futbol)

THE FIVE SCROLLS : English Turkish

eş parşömen, İbrani İncili'nin üçüncü bölümü, Kutsal Yazmaların beş kitabı (Şarkıların Şarkısı, Ruth, Yeremya peygamberin mersiyeler kitabı, Ecclesiastes (eski Ahit'te Hz. Süleyman'a yazılan kitap) ve Esther)

THE FIVE SENSES : English Turkish

n. beş duyu

THE FLAG WAS LOWERED TO HALF-MAST : English Turkish

ayrak yarıya indirildi, bayrak bayrak direğinin veya gönderin yarısına kadar indirildi, anma veya yas sembolü olarak bayrağın gönderde yarıya indirilmesi

THE FLAG-BEARER OF : English Turkish

-'ın bayrak taşıyıcısı,
'ın bayraktarı,
'ın destekçisi,
'ın desteklenmesinde öncülük eden kimse

THE FLINTSTONES : English Turkish

n. çakmaktaşlar, taş devri çizgi filmi, Hanna-Barbera tarafından yaratılan çizgi karakterler ailesi; Flintstone çizgi karakterlerini esas alan animasyon televizyon dizisi

THE FLOOD : English Turkish

üyük tufan, nuh tufanı

THE FLOOR : English Turkish

zemin; konuşma izni; bir odanın üzerinde yürünen zemini

THE FOLLOWING : English Turkish

aşağıdaki

THE FOLLOWING DAY : English Turkish

takip eden gün, sonraki gün, bir sonraki gün

THE FOLLOWING PART : English Turkish

n. aşağısı

THE FONZ : English Turkish

Fonzie, Arthur Fonzarelli, televizyon dizisi "Mutlu Günler" de Henry Winkler tarafından canlandırılan karakter

THE FORCE : English Turkish

polis

THE FORCE OF HABIT : English Turkish

n. alışkanlık sonucu

THE FORCES : English Turkish

n. silâhlı kuvvetler

THE FORD FOUNDATION : English Turkish

Ford vakfı, bilgi inşa eden ve organizasyonları ve ağları güçlendiren bağış veya kredi sağlayan yardımsever organizasyon

THE FORESEEABLE FUTURE : English Turkish

görünür gelecek, tahmin edilebilir gelecek, oluşabileceği bilinebilen gelecek olaylar

THE FORGOTTEN WAR : English Turkish

unutulmuş savaş,
1953 yıllarında Kuzey ve Güney Kore arasında yaşanan savaş (Güney Kore'ye Birleşmiş Milletler ve ABD birliklerince yardım edildi)

THE FORMER : English Turkish

adj. önceki, ilk bahsedilen

THE FORMER AND THE LATTER : English Turkish

önce ve sonra, öncesi ve sonrası, bir önceki ve bir sonraki