Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THRUST ONE'S WAY THROUGH : English Turkish

v. ite kaka geçmek

THRUST ONESELF IN : English Turkish

karışmak, burnunu sokmak

THRUST ONESELF INTO : English Turkish

v. kendini zorla kabul ettirmeye çalışmak, davetsiz gelmek

THRUST OUT HAND : English Turkish

v. el uzatmak

THRUST OUT ONE'S HAND : English Turkish

v. elini uzatmak

THRUST THROUGH : English Turkish

v. delip geçmek

THRUST WASHER : English Turkish

n. (Mekanik) itici pul, iki hareket eden parça arasına yerleştirilen metal disk

THRUST WEAPON : English Turkish

n. saplama silahı

THRUST2 : English Turkish

n. güven, karadaki en yüksek hız rekoru olan 1018 km/saat'e (633 mph) ulaşan ve jet tahriki ile çalışan İngiliz arabası, Richard Noble tarafından inşa edilen ve sürülen otomobil

THRUSTER : English Turkish

n. girişken kimse, agresif kimse

THRUSTING : English Turkish

adj. saldırgan, agresif

THRUWAY : English Turkish

n. otoban

THUD : English Turkish

interj. güm, küt, pat

THUD : English Turkish

n. pat, pat sesi, tok ses

THUD : English Turkish

v. pat diye düşmek

THUDDING : English Turkish

n. pat sesi, pat pat

THUDDINGLY : English Turkish

adv. pat pat sesiyle, pat pat sesi çıkararak, thumpingly, düşme veya dökülme gibi ağır kalın ve tok bir ses çıkararak

THUG : English Turkish

n. katil, haydut, eşkıya

THUGGEE : English Turkish

n. adam öldürme

THUGGERY : English Turkish

n. haydutluk, katillik

THUGOCRACY : English Turkish

n. suçlular ve hilekarlar tarafından idare edilen devlet/hükümet

THUJA : English Turkish

n. mazı ağacı

THULIUM : English Turkish

n. tülyum

THUMB : English Turkish

n. başparmak

THUMB : English Turkish

v. parmağıyla çevirmek (sayfa), yıpratmak (kitap)