Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THROW TO THE WINDS : English Turkish

n. boşvermek

THROW TO THE WOLVES : English Turkish

kurtlara atmak, zor bir durumdan kurtulmak için bir kurban vermek veya bir fedakarlıkta bulunmak

THROW TOGETHER : English Turkish

yapıvermek, aceleyle yapmak

THROW UP : English Turkish

kusmak, istifrağ etmek, havaya kaldırmak, yukarı atmak, vazgeçmek, elinden atmak, aceleyle inşaa etmek

THROW UP ONE'S HANDS : English Turkish

ellerini kaldırmak

THROW UP THE SPONGE : English Turkish

pes etmek, havlu atmak, yenilgiyi kabullenmek

THROW UPON : English Turkish

v. atılmak

THROWAWAY : English Turkish

adj. atılabilir

THROWAWAY : English Turkish

n. el ilanı, bildiri

THROWAWAY BOTTLE : English Turkish

n. depozitosuz şişe

THROWAWAY PRICES : English Turkish

n. damping fiyatı

THROWBACK : English Turkish

n. soya çekme, çekme (akraba), başarısızlık, gerileme

THROWER : English Turkish

n. atıcı, atan kimse, çömlekçi ustası, ibrişim büken kimse

THROWER DISCUS : English Turkish

n. diskçi, disk atıcısı

THROWING : English Turkish

adj. atma, fırlatma

THROWING : English Turkish

n. atma, fırlatma

THROWING AWAY : English Turkish

uzğa fırlatma, fırlatıp atma, savurma

THROWING BOMBS : English Turkish

ombaları atan, tehlikeli patlayıcıları fırlatan (havadan)

THROWING DUST IN THE EYES OF : English Turkish

gözüne toprak atan, bir amaç uğruna aldatan, kötü yola sürükleyen

THROWING GOOD MONEY AFTER BAD : English Turkish

aşarılı olmayan veya başarılı olmayacak bir şey için kaynakları boşa harcayan

THROWING MONEY AWAY : English Turkish

para saçan, para saçma, parayı boşa harcayan, parayı çarçur eden

THROWING STONES : English Turkish

taşlar fırlatma, taşlar atma

THROWING THE DISCUS : English Turkish

disk atma, düz metal disk fırlatma (Sporda
atletizm müsabakaları olaylarından biri)

THROWING THE HAMMER : English Turkish

çekiç atma, mümkün olan en uzağa çekicin fırlatıldığı atletizm müsabakası (Spor)

THROWING UP : English Turkish

n. kusma