Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THROW ONE OFF THE SCENT : English Turkish

yanlış yönlendirmek, kötü yola düşürmek, aldatmak

THROW ONE'S CAP OVER THE WINDMILL : English Turkish

hayal kurmak

THROW ONESELF AT SMB : English Turkish

v. kollarına atılmak, sevgisini kazanmaya çalışmak, üzerine atılmak

THROW ONESELF INTO : English Turkish

atılmak, girişmek

THROW ONESELF ON : English Turkish

v. üstüne çökmek, güvenmek

THROW ONESELF ON THE MERCY OF : English Turkish

kendini
'nun merhametine atmak,
'dan merhamet istemek,
'dan acıma aramak

THROW ONESELF UPON : English Turkish

kendi üzerine atmak, üzerine bir yük yerleştirmek; kendisini zorlamak, kendisini mecbur bırakmak

THROW OPEN : English Turkish

ardına kadar açmak, açmak, halka açmak

THROW OUT : English Turkish

dışarı atmak, çıkarmak, reddetmek (tasarı), ileri sürmek, savurmak (tehdit), söylemek, saçmak, yaymak, çıkma yapmak (inşaat), sürmek (bitki)

THROW OUT LEVER : English Turkish

n. debriyaj kolu

THROW OUT OF GEAR : English Turkish

vites atmak, vitesten kurtulmak, debriyaja baskı yapmak, debriyaja basmak; kafasını karıştırmak, şaşırtmak, hayret ettirmek

THROW OUT ONE'S CHEST : English Turkish

v. göğsünü şişirmek

THROW OUT THE CHILD ALONG WITH THE BATH : English Turkish

iyi ile beraber kötüden de vazgeçmek

THROW OVER : English Turkish

terketmek, bırakmak, vazgeçmek

THROW OVERBOARD : English Turkish

denize atmak

THROW ROCK AT : English Turkish

v. taş atmak

THROW RUG : English Turkish

n. kilim

THROW SAND IN THE EYES : English Turkish

gözüne toprak atmak, aldatmak, yanlış yönlendirmek, kötü yola sürüklemek, aldatmak suretiyle bir kimsenin kafasını karıştırmak

THROW SMB. OFF THE TRACK : English Turkish

v. izini kaybettirmek

THROW STONE AT : English Turkish

v. taş atmak

THROW STONES AT : English Turkish

taş atmak, taşları savurmak

THROW THE BOOK AT : English Turkish

irileri ile kavga etmek ve onlara kaba davranmak

THROW THE DOOR OPEN : English Turkish

hışımla kapıyı açmak, aşırı bir güçle kapıyı açmak

THROW THE ROPE IN AFTER THE BUCKET : English Turkish

sepetten sonra ipide içine atmak, durum kaybedildi, problemi çözmek için hiçbir yol yoktu

THROW TO THE DOGS : English Turkish

israf etmek, ziyan etmek, boşa harcamak, köpeklere atmak