Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TOURIST RESORT : English Turkish

tatil noktası, turistlere kalacak yer sağlamak için donatılmış yer

TOURIST SEASON : English Turkish

turist sezonu, yılın turistlerin yurtdışına seyahat ettikleri kısmı (tipik olarak yazın)

TOURISTIC : English Turkish

adj. turistik, turistler veya turizmle alakalı; turist özelliğine sahip olan

TOURISTY : English Turkish

adj. turistik

TOURMALINE : English Turkish

n. çeşitli renk ve kompozisyonlarda sert borosilikat minerali çeşidi (Jeoloji)

TOURNAMENT : English Turkish

n. turnuva

TOURNEY : English Turkish

v. turnuvaya katılmak

TOURNEY : English Turkish

n. turnuva

TOURNIQUET : English Turkish

n. turnike [tıp.], kanı durdurmak için sarılan sargı

TOUSLE : English Turkish

v. karıştırmak (saç), bozmak (saç)

TOUT : English Turkish

n. çığırtkan, yapışkan satıcı, karaborsacı, tiyocu

TOUT : English Turkish

v. çığırtkanlık etmek, müşteri çekmeye çalışmak, tiyo vermek, karaborsacılık etmek

TOV : English Turkish

adj. iyi, güzel (İbranice)

TOVA : English Turkish

n. bir bayan ismi

TOW : English Turkish

n. yedekte çekme, yedekte çekilme, kıtık, keten ve kendir lifleri

TOW : English Turkish

v. çekmek, çekici ile çekmek, yedekte çekmek, yanında gezdirmek

TOW AWAY : English Turkish

çekmek, çekici ile götürmek

TOW ROPE : English Turkish

çekme halatı, çekmek için kullanılan güçlü kablo

TOW TRUCK : English Turkish

n. kurtarıcı, çekici, kurtarma aracı

TOW-BOAT : English Turkish

omorkör tekne

TOW-LINE : English Turkish

çekme halatı, arabaları çekmek için kullanılan güçlü kablo

TOWABILITY : English Turkish

n. çekilebilirlik veya taşınabilirlik

TOWABLE : English Turkish

adj. çekilebilir

TOWAGE : English Turkish

n. çekme (gemi vb.), çekme ücreti, çekici parası

TOWARD : English Turkish

adj. uysal, yumuşak başlı, çok şey vaadeden, aday olan