Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TOWHEADED : English Turkish

adj. soluk sarı saçlı

TOWHEE : English Turkish

n. kuş türü

TOWING : English Turkish

adj. çekme

TOWING BAR : English Turkish

çeki çubuğu, bir nesneyi çekmek için kullanılan değnek

TOWING HOOK : English Turkish

çekme kancası, bir çekme kablosuna bağlanan kanca, nesneleri çekmek için kullanılan kanca

TOWING LINE : English Turkish

çekme halatı

TOWING PATH : English Turkish

yedekçi yolu

TOWING ROPE : English Turkish

çekme halatı

TOWING SERVICES : English Turkish

çekici hizmeti, çekme servisi, beirli bir sebepten ötürü artık gidemeyecek durumdaki araçları çekme hizmeti

TOWING TRUCK : English Turkish

çekici, kurtarma aracı

TOWING ZONE : English Turkish

çekme bölgesi, park yasak bölge, araç parketmenin yasak olduğu ve oraya parkedilen araçların çekileceği alan

TOWLINE : English Turkish

n. çekme halatı

TOWN : English Turkish

n. kent, şehir, ilçe, kasaba, şehir merkezi, şehir halkı

TOWN : English Turkish

adj. kent

TOWN CENTER : English Turkish

n. şehir merkezi

TOWN CLERK : English Turkish

elediye sicil memuru

TOWN CLINIC : English Turkish

sağlık ocağı, kasaba kliniği, yerel tıbbi tedavi merkezi

TOWN COUNCIL : English Turkish

elediye meclisi, encümen

TOWN COUNCILLOR : English Turkish

kasaba meclis üyesi, kasaba komitesi üyesi, kasaba konsülünün üyesi

TOWN COUNCILOR : English Turkish

n. belediye meclisi üyesi

TOWN CRIER : English Turkish

n. tellal

TOWN GAS : English Turkish

havagazı

TOWN HALL : English Turkish

elediye binası

TOWN HOUSE : English Turkish

şehir evi, belediye binası

TOWN MAJOR : English Turkish

şehre gelen askerlerin sağlığı ve refahı ile ilgilenen birim