Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRANSVESTITE : English Turkish

n. karşı cins gibi giyinen ve davranan kimse, karşı cinse özenen kimse

TRANSVESTITISM : English Turkish

n. diğer cinsiyetin kıyafetlerini giyme

TRANSYLVANIA : English Turkish

n. Transilvanya, günümüz Romanya'sının bir bölgesi; Drakula'nın evi (Edebiyat)

TRANSYLVANIAN : English Turkish

adj. Transilvanya'ya ait (orta Romanya'da bir bölge)

TRANSYLVANIAN : English Turkish

n. Transilvanyalı (orta Romanya'da bir bölge)

TRAP : English Turkish

n. tuzak, kapan, dolap, ayırıcı, fırlatıcı, hafif araba, iki kişilik araba, ağız, gaga, volkanik siyah taş, kum engeli (golf)

TRAP : English Turkish

v. kapak takmak (gaz kaçırmasın diye), tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak, yakalamak, tuzak kurmak, oyuna getirmek, kapan kurmak

TRAP DOOR : English Turkish

kapak şeklinde kapı, sahne kapısı

TRAP SHOOTING : English Turkish

havaya atılan hedefleri vurma, makinenin fırlattığı hedefleri vurma

TRAPDOOR : English Turkish

n. saklı kapı, gizli kapı (genellikle yerde veya tavanda olan ve dikine açılan)

TRAPES : English Turkish

n. sürtük, pasaklı kadın

TRAPES : English Turkish

v. gezinmek, amaçsızca dolaşmak, amaçsızca hareket etmek

TRAPEZE : English Turkish

n. trapez

TRAPEZE DANCER : English Turkish

n. trapezci

TRAPEZIAL : English Turkish

adj. bilekteki trapez kemiği ile alakalı

TRAPEZIFORM : English Turkish

adj. trapez şeklinde

TRAPEZIUM : English Turkish

n. yamuk, ikizkenar yamuk [amer.], trapez kemiği

TRAPEZIUS : English Turkish

n. sırtın üst kısmında kafayı çeviren kas çifti

TRAPEZOID : English Turkish

n. yamuk, ikizkenar yamuk [amer.], yamuksu kemik

TRAPEZOIDAL : English Turkish

adj. ikizkenar yamuk şeklinde

TRAPEZOIDAL INTEGRATION : English Turkish

ikizkenar yamuk birleştirme, onu bilinen bir alanın daha küçük ikizkenar yamuklarına bölerek bir bölgenin ebatını hesaplama

TRAPLINE : English Turkish

n. tuzaklar serisi; üzerine bir dizi hayvan tuzağının yerleştirildiği yol

TRAPPABLE : English Turkish

adj. tuzağa düşürülebilir, yakalanabilir, ele geçirilebilir

TRAPPER : English Turkish

n. avcı, tuzakçı

TRAPPING : English Turkish

n. eyer örtüsü, bir atın süslü örtüsü; (Spor) oyuncunun topu ayağı ile sürdüğü veya vücudu ile örttüğü oyun kuralı ihlali