English Turkish
TRAUMATIZED : English Turkish
adj. ağır sert ve kronik ruhsal ve duygusal gerilime sebep olan; ani ve ağır fiziksel yaralanmaya sebep olan; şok olan, şaşkına dönen; psikolojik travmaya bağlı olan (ayrıca traumatised)
TRAVAIL : English Turkish
n. doğum sancıları, sancı, zahmet, doğum sancısı
TRAVAIL : English Turkish
v. doğum sancısı çekmek, sancılanmak, zahmet çekmek
TRAVE : English Turkish
n. kuşak kirişi, çapraz kiriş; ata nal çakılırken onu sabit tutan ağaçtan çerçeve
TRAVEL : English Turkish
n. yolculuk, seyahat, gezi, işleme
TRAVEL : English Turkish
v. yolculuk etmek, seyahat etmek, dolaşmak, gezmek, yol almak, işlemek, kaçmak
TRAVEL AGENCY : English Turkish
seyehat ajentası, seyehat ajansı, yolculuk için bilet ve paketler satan yer
TRAVEL AGENT : English Turkish
seyahat acentası
TRAVEL AGENTS ASSOCIATION : English Turkish
seyahat acentaları birliği
TRAVEL ALLOWANCE : English Turkish
yolluk, seyahat tazminatı
TRAVEL BOOKS : English Turkish
seyahat kitapları, ünlü tarihi seyyahlar hakkında seyahat hikayeleri içeren kitaplar
TRAVEL BUREAU : English Turkish
seyahat bürosu, bulundukları ülke hakkında veya ziyaret etmek istedikleri yer hakkında yolcuları bilgilendiren ofis veya büro
TRAVEL CARD : English Turkish
n. seyahat kartı, ön ödemeli ulaştırma bileti veya izni; transfer bileti, ön ödemeli seyahat bileti
TRAVEL EXPENSE : English Turkish
n. harcırah
TRAVEL EXPRESS : English Turkish
acele içerisinde seyahat etmek; hızlı trenle seyahat etmek, doğrudan giden trenle seyahat etmek
TRAVEL INCOGNITO : English Turkish
sahte isimle seyahat etmek, kılık değiştirip kimliğini gizleyerek seyahat etmek
TRAVEL MANIA : English Turkish
ir yerden bir yere seyahat etme tutkusu, bir sürü farklı yere seyahat etmekten aşırı derecede heyecanlanma
TRAVEL PROMOTOR : English Turkish
turizmde çalışan kimse, turlar organize eden kimse
TRAVEL ROUTES : English Turkish
seyahat yolları, seyahat rotaları, seyahat etmek için kullanılması tavsiye edilen yollar
TRAVEL SECOND-CLASS : English Turkish
ikinci sınıfta yolculuk, ikinci sınıfta seyahat, ikinci sınıf koltukta seyahat etmek, ikinci sınıf kompartımanda (trenin, uçağın, vb.) seyahat etmek
TRAVEL SICK : English Turkish
seyahat hastalığı, aracın (uçak, tren, araba, vb.) hareketinden kaynaklanan miğde bulantısı
TRAVEL SICKNESS : English Turkish
seyahat hastalığı, aracın (uçak, tren, araba, vb.) hareketinden kaynaklanan miğde bulantısı
TRAVELABLE : English Turkish
adj. seyahat edilebilir
TRAVELATOR : English Turkish
n. yürüyen merdiven, yayalar için düşük hızlı mekanik hareket eden yürüyüş yolu veya kaldırım (genellikle havalimanları ve metro istasyonlarında kullanılan)
TRAVELED : English Turkish
adj. çok gezmiş, işlek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani