English Turkish
TRAVELER : English Turkish
n. yolcu, gezgin, seyahat eden kimse, seyyah, pazarlamacı [brit.]
TRAVELER'S CHECK : English Turkish
seyahat çeki
TRAVELER'S CHECKS : English Turkish
n. seyahat çekim
TRAVELER'S CHEQUE : English Turkish
seyahat çeki
TRAVELER'S DIARRHEA : English Turkish
seyyah ishali, yolcu ameli, sıklıkla evinden uzaktayken seyahat edenleri etkileyen bağırsak iltahabı ve ishal (genellikle tanınmayan yiyeceklerden veya yeni bakteri türlerine maruz kalmaktan kaynaklanan)
TRAVELING : English Turkish
adj. seyahat, seyyar, gezici
TRAVELING CRANE : English Turkish
hareketli vinç
TRAVELLABLE : English Turkish
adj. seyahat edilebilir
TRAVELLATOR : English Turkish
n. yürüyen kaldırım
TRAVELLED : English Turkish
adj. çok gezmiş, işlek
TRAVELLER : English Turkish
n. yolcu, gezgin, seyahat eden kimse, seyyah, pazarlamacı [brit.]
TRAVELLER'S CHECK : English Turkish
seyat eden çeki, nakitle değiştirmek için seyahat eden kimsenin bir bankadan aldığı çek
TRAVELLER'S JOY : English Turkish
filbahri [bot.], yabanasması [bot.]
TRAVELLERS' CHECK : English Turkish
seyahat çeki, onlara güvenlik sunan turistler için para yerine geçen çek
TRAVELLING : English Turkish
adj. seyahat, seyyar, gezici
TRAVELLING BAG : English Turkish
seyahat çantası, bavul, bagaj
TRAVELLING CIRCUS : English Turkish
seyahat eden sirk, seyyar sirk, gösteri yapmak için şehirden şehire giden sirk
TRAVELLING FAIR : English Turkish
seyyar fuar, seyyar karnaval, şehirden şehire giden karnaval
TRAVELLING FUGUE : English Turkish
n. dromomania, seyahat etmek için psikolojik kontrol edilemez dürtü veya özlem; kontrol edilemez gezinti arzusu
TRAVELLING KIT : English Turkish
seyyar kit, seyyar ilk yardım seti, seyahatlarda alınan küçük ilk yardım kiti
TRAVELLING MARKET : English Turkish
seyyar pazar, bir yerden bir yere hareket eden pazar yeri
TRAVELLING ORDER : English Turkish
asker izni, bir askere üssünün dışında olabilme izni veren izin/ruhsat
TRAVELLING SALESMAN : English Turkish
seyyar satıcı, kapı kapı dolaşan satıcı, malları ile birlikte seyahat eden satış temsilcisi
TRAVELLING STORY : English Turkish
seyahat hikayesi, yolculuk öyküsü, bir gezi hakkındaki hikaye
TRAVELLING WAVE : English Turkish
n. (Fizik) maksimum ve minumum boyunun pozisyonları bir taraftan diğerine gezinen ve ortalamanın dışında olan dalga
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani