Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRIAL AND ERROR : English Turkish

deneme yanılma, tecrübe etme ve hata yapma, deneme ve yanılma

TRIAL AND ERROR METHOD : English Turkish

deneme yanılma metodu, girişimler yaparak bunların sonuçlarından öğrenme şeklindeki öğrenme metodu

TRIAL BALANCE : English Turkish

geçici bilanço, mizan

TRIAL BALLOON : English Turkish

halkın tepkisini ölçmek için duyurulan ön haber

TRIAL BEHIND CLOSED DOORS : English Turkish

kapalı kapılar ardındaki yargılama, minimal katılan sayısı ile gerçekleştirilen dava

TRIAL BY FIRE : English Turkish

n. bir kimsenin baskı altında idare edebilme yeteneğinin testi

TRIAL COURT : English Turkish

ir davanın ilk duruşması

TRIAL DRILLING : English Turkish

deneme sondası, yeryüzünün su veya petrol bulmak için kazılması teşebbüsü

TRIAL EDITION : English Turkish

deneme sürümü, ilk kez yayınlanan bir kitabın deneysel versiyonu

TRIAL JUDGE : English Turkish

n. duruşma hakimi

TRIAL JURY : English Turkish

mahkeme jürisi, yargılamayı dinleyen ve dava ile ilgili karar veren vatandaşlar grubu

TRIAL LAWYER : English Turkish

n. duruşma avukatı

TRIAL MARRIAGE : English Turkish

n. deneme evliliği

TRIAL PERIOD : English Turkish

deneme süresi

TRIAL PROCEEDS : English Turkish

hukuki bir dava süreci, bir hukuki davanın prosedürleri

TRIAL RESUMES : English Turkish

davayı yeniden açmak, dava tekrar görülmeye başlandı, dava yeniden başlatıldı

TRIAL RUN : English Turkish

deney, test

TRIAL VERSION : English Turkish

deneme versiyonu, bir kimsenin denemesine olanak sağlayan versiyon (sevip sevmediklerini görmek için)

TRIAL WITHIN A TRIAL : English Turkish

dava içinde dava, bazı detayları açıklığa kavuşturabilmek için davanın görülmesi esnasında marjinal hukuki işlem; asıl davadan önce savunmanın itirafının gerçekliğini ispatlama

TRIALWARE : English Turkish

n. (Bilgisayar) deneme sürümü, kullanıcın satın almaya karar vermeden önce kullanabileceği sınırlı sürümü indirilebilen yazılım programı (genellikle belirli bir süre içerisinde tükenen veya özelliklerini kaybeden)

TRIANA : English Turkish

n. Rodrigo de Triana, Kristof Kolomb'un seferinde tayfa, 12 Ekim 1492'de Kuzey Amerika kıtasına ilk ayak basan kişi

TRIANGLE : English Turkish

n. üçgen, üç köşeli parça

TRIANGLED : English Turkish

adj. üçgen şeklinde, üç açısı olacak şekilde, üç köşeli

TRIANGULAR : English Turkish

adj. üçgen şeklinde, üç köşeli

TRIANGULAR BODY : English Turkish

üçgen şeklinde kütle/vücut, üç kenarı olan vücut/kütle