Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TREATABILITY : English Turkish

n. tedavi edilebilirlik, tedavi edilebilir veya ilgilenilebilir olan durum veya hal (özellikle tıbbi bir problem)

TREATABLE : English Turkish

adj. tedavi edilebilir, tedaviye cevap veren (özellikle ilaç)

TREATED HIM KINDLY : English Turkish

ona nazikçe davranan, ona karşı nazik olan, ona saygılı davranan

TREATED HIM WITH RESPECT : English Turkish

ona saygıyla davranan, ona saygılı olan, ona nazik davranan, ona karşı nazik olan

TREATER : English Turkish

n. davranan kimse, muamele eden kimse; ilgili olan kimse, ilgilenen kimse; geliştiren kimse, işlem yapan kimse; tedavi eden kimse, hasta ile ilgilenen kimse; ziyafet veren kimse

TREATISE : English Turkish

n. bilimsel inceleme, bilimsel eser, tez

TREATMENT : English Turkish

n. tedavi, davranış, muamele, işlem, işleyiş

TREATMENT METHODS : English Turkish

davranış yöntemleri, tedavi yöntemleri, mesele ile ilgilenme yolları, tıbbi prosedürler

TREATY : English Turkish

n. antlaşma, mukavele

TREATY OF PAYNE'S LANDING : English Turkish

Payne'in yere inmesi anlaşması, 1832'de beyaz yerleşimcilerle Florida'nın Seminole Kızılderilileri arasında yapılan ve Seminole kabilesinin Misisipi Nehri'nin batısındaki topraklara taşınmasını belirten anlaşma

TREATY OF PORTSMOUTH : English Turkish

n. Portsmouth Anlaşması, 1904'ten 1905'e kadar devam eden Rus-Japon Savaşı'nı sonlandıran Eylül 1905'te imzalanan barış anlaşması

TREATY OF RYSWICK : English Turkish

Ryswick anlaşması, Kral William Savaşı'nı bitiren ve tüm bölgelerin savaş öncesi konumlarına dönmelerini sağlayan anlaşma (1697'de Fransa, Hollanda, İspanya ve İngiltere tarafında imzalanan)

TREATY OF VERSAILLES : English Turkish

Versay anlaşması, 1871'de Fransa-Prusya savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşma; Haziran 1919'da I. Dünya Savaşı'nı bitirmek için imzalanan anlaşma

TREBLE : English Turkish

n. soprano, soprano ses

TREBLE : English Turkish

v. üç misli olmak, üç katına çıkmak, üçle çarpmak

TREBLE : English Turkish

adj. üç kat, üç kere, tiz sesli, soprano

TREBLE KEY : English Turkish

tiz nota, tiz sesli müzik anahtarı, yüksek sesli nota

TREBLINKA : English Turkish

n. II. Dünya Savaşı Nazi toplama kampı (Varşova yakınlarında bulunan, Polonya)

TREBLY : English Turkish

adv. üç misli olacak şekilde, üç katı; çok fazla tiz olan, çok tiz notaları olan

TREE : English Turkish

n. ağaç, mil, darağacı, eyer kaltağı

TREE : English Turkish

v. ağaca çıkarmak, çıkmaza sokmak

TREE CREEPER : English Turkish

tırmaşık kuşu

TREE EAR : English Turkish

n. ağaç kulağı, ağaçlarda yetişen ve ağaçların gövdelerinden düşen ve Çin mutfağında kullanılan mantar, tahta kulak

TREE FERN : English Turkish

ağaçsı eğreltiotu

TREE FROG : English Turkish

ağaç kurbağası