English Turkish
TREE LINE : English Turkish
ağaç hattı, ağaç sınırı, üzerinde bitki ve ağaçların büyüyemediği yükseklik
TREE NURSERY : English Turkish
n. fidanlık
TREE OF KNOWLEDGE : English Turkish
ilgelik ağacı, Cennet'te yasaklanmış meyvesi Havva tarafından yenen ağaç
TREE OF KNOWLEDGE OF GOOD AND EVIL : English Turkish
Tanrı ve Şeytan'ın bilgi ağacı, Hz. Adem ve Hz. Havva'nın meyvesini yemeleri yasaklanan Cennet Bahçesi ağacı (İncil'den)
TREE OF LIFE : English Turkish
hayat ağacı
TREE TOP : English Turkish
ağacın tepesindeki
TREE TRUNK : English Turkish
ağaç gövdesi, bir ağacın ana gövdesi
TREE-COVERED : English Turkish
ağaç kaplı, ormanlaşmış, ağaçlarla kaplanmış, ormanlarla alakalı
TREE-TOP : English Turkish
ağaç tepesi, ağacın en üst kısmı
TREED : English Turkish
adj. ağaçlık, ormanlık, ağaçlarla kaplı, ağaç dolu; bir ağaca tırmanmaya zorlanan (hayvanlar hakkında)
TREEHOUSE : English Turkish
n. ağaç ev, içerisinde çocukların oynaması için bir ağacın dalları arasına inşa edilen küçük oyun evi
TREELESS : English Turkish
adj. ağaçsız
TREVISAN : English Turkish
n. bir soyadı; Flavio Trevisan (1970 doğumlu), İtalyan asıllı Kanadalı heykeltraş ve sanatçı
TREVOR : English Turkish
n. bir erkek ismi
TREY : English Turkish
n. üçlü
TRI : English Turkish
pref. üç, üçlü, üç kat, üç adetten oluşan, üçten oluşan
TRI-BAND : English Turkish
n. üç bant, üç bant telefon, GSM üç frekanslı bandını destekleyen ve onun değişik alanlarda kullanılmasına olanak sağlayan mobil telefon
TRI-BAND : English Turkish
adj. üç bant, (bir cep telefonunun) GSM üç frekanslı bandını destekleyen ve onun değişik alanlarda kullanılmasına olanak sağlayan
TRIABLE : English Turkish
adj. yargılanabilir, adli soruşturma yapılabilir
TRIAC : English Turkish
n. akımı değiştirmek için biçin bir cihaz olarak kullanılan yarı iletken bir cihaz (Elektronik)
TRIAD : English Turkish
n. üçlü, üçlü topluluk, üçlük akort
TRIADIC : English Turkish
adj. üçlü gruba ait, üçlü, üç kat
TRIAGE : English Turkish
n. özelliklerine göre ayırma, aciliyetine göre sıralama
TRIAL : English Turkish
n. dava, deneme, prova, test, duruşma, yargılama, sınav, sınama, çile, dert, girişim, örnek
TRIAL : English Turkish
adj. mahkeme, deneme, duruşma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani