Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRUSTBUSTER : English Turkish

n. tröstleri bozan devlet memuru, rekabeti azaltmak için bir araya gelen şirketler topluluğunu dağıtan kimse (İşletme)

TRUSTBUSTING : English Turkish

n. tröstleri bozup dağıtma, rekabeti azaltmak için bir araya gelen şirketler topluluğunu birbirinden ayırma (İşletme)

TRUSTED : English Turkish

adj. güvenilir, dürüst; bir kimseyi itimat edilebilir olarak tanımlama

TRUSTED HIM : English Turkish

ona güvenen, ona inanan

TRUSTEE : English Turkish

n. yediemin, emanetçi, mutemet, mütevelli

TRUSTEE BOARD : English Turkish

mütevelli kurulu, yöneticiler kurulu, müdürler kurulu

TRUSTEE COMPANY : English Turkish

emanetçi şirket, emanetçi olarak faaliyet gösteren ve sık sık ilave bankacılık faaliyetleri ile de uğraşan şirket

TRUSTEE FOR PUBLIC FUNDS : English Turkish

kamu fonu yöneticisi, bir kamu fonunun hazinesini yöneten kimse

TRUSTEE IN BANKRUPTCY : English Turkish

iflas yediemini, mahkeme tarafından bir işletmeyi tasfiye etmesi için atanan kimse

TRUSTEESHIP : English Turkish

n. birleşmiş milletler adına bölgenin yönetimi

TRUSTEESHIP : English Turkish

n. yedieminlik, mutemetlik, vekillik, mütevellilik

TRUSTER : English Turkish

n. güvenen kimse, güven veren kimse, inanan kimse, inanılan kimse; bir tröst yapan kimse, bir mutemetlik/yedieminlik yaratan kimse; kreditör

TRUSTFUL : English Turkish

adj. güvenen, çabuk inanan

TRUSTFULLY : English Turkish

adv. şüpheden uzak bir tarzda, tamamen güvenerek, tam itimatla

TRUSTFULNESS : English Turkish

n. tam olarak güvenilir olma özelliği, güven dolu olma durumu

TRUSTIFICATION : English Turkish

n. tröstleşme

TRUSTIFY : English Turkish

v. tröstleşmek

TRUSTINESS : English Turkish

n. sadakât

TRUSTING : English Turkish

adj. güvenen, çabuk inanan

TRUSTINGLY : English Turkish

adv. şüpheden uzak bir tarzda, tamamen güvenerek, tam itimatla, inançla, emin olarak, kendinden emin bir şekilde

TRUSTOR : English Turkish

n. güvenen kimse, güven veren kimse, inanan kimse; güvenen kimse, güven veren kimse, inanan kimse, inanılan kimse; bir tröst yapan kimse, bir mutemetlik/yedieminlik yaratan kimse; kreditör

TRUSTWORTHILY : English Turkish

adv. güvenmeye değer bir tarzda, emniyetle, güvenilirlikle, inanarak

TRUSTWORTHINESS : English Turkish

n. güvenilirlik

TRUSTWORTHY : English Turkish

adj. güvenilir, inanılır, emin, güvenli

TRUSTY : English Turkish

adj. güvenilir, emin, sadık