Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TULIP : English Turkish

n. lâle

TULIP INN : English Turkish

dünya çapında oteller ağı

TULIP TREE : English Turkish

n. lâleağacı

TULIPA : English Turkish

n. dar uzun yaprakları ve fincan şeklindeki çiçekleri ile karakterize Avrasya soğanlı bitkiler cinsi

TULLE : English Turkish

n. tül, ipek bürümcük

TULLIUS : English Turkish

n. Servius Tullius, Roma'nın kızı ve kızının kocası tarafından öldürülen efsanevi kralı; bir erkek ismi (Latince)

TULSA : English Turkish

n. Oklahoma'da (ABD) bir şehir

TUM : English Turkish

n. karın, mide

TUMBLE : English Turkish

n. düşme, düşüş, takla, perende, dönme, karışıklık

TUMBLE : English Turkish

v. düşmek, devrilmek, yıkılmak, yuvarlanmak, perende atmak, takla atmak, tepetaklak olmak, dönmek, karıştırmak, dağıtmak, bozmak

TUMBLE DOWN : English Turkish

düşmek, devrilmek, yıkılmak

TUMBLE DOWN OVER : English Turkish

v. üzerine yıkılmak, takla atmak

TUMBLE DRIER : English Turkish

n. kurutma makinesi (dönen)

TUMBLE DRYER : English Turkish

tambur kurutucu, elbise kurutucu, çamaşırları hızlı şekilde kurutmak için kullanılan elektrikli alet

TUMBLE DRYING : English Turkish

n. makinede kurutma

TUMBLE IN PRICES : English Turkish

n. fiyatlarda düşme

TUMBLE INTO : English Turkish

kendini bırakmak, kendini içinde bulmak

TUMBLE TO : English Turkish

farkında olmak

TUMBLE-DOWN : English Turkish

köhne, harap, yıkılmak üzere, yere düşmüş

TUMBLEDOWN : English Turkish

adj. yıkık dökük, köhne

TUMBLER : English Turkish

n. perendeci, taklacı, hacıyatmaz, büyük bardak, su bardağı (büyük), tetik düzeni, taklacı güvercin

TUMBLER SWITCH : English Turkish

devirme şalter

TUMBLEWEED : English Turkish

n. dalları sapından çıkan ve rüzgarda savrulan çeşitli yabani ot türlerinden her biri

TUMBREL : English Turkish

n. kağnı, at arabası (yük), cephane arabası, suçluların idam yerine götürüldüğü araba [fr.]

TUMEFACIENT : English Turkish

adj. şişiren, şişen