Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TUBULAR : English Turkish

adj. boru şeklinde, borulu, borulardan oluşmuş

TUBULARLY : English Turkish

adv. delik bir silindir şeklinde, tüplerle

TUBULE : English Turkish

n. küçük tüp, borucuk (organ)

TUCK : English Turkish

n. geminin kıç kuruzu, pli, yiyecek [brit.], börek [brit.], çörek [brit.], kambur çıkarma [spor.]

TUCK : English Turkish

v. tıkmak, tıkıştırmak, tepmek, sokmak, kıvırmak, katlamak, sıkıştırmak, kıstırmak, kıvrılmak

TUCK AWAY : English Turkish

tıka basa doldurmak, gizlemek, saklamak

TUCK IN : English Turkish

tıkmak, sokmak, sokuvermek, içeri sokmak, sokuşturmak, kıvırmak, tıkınmak, tıka basa yemek, sarmak

TUCK INTO : English Turkish

iştahla yemek, zevkle yemek

TUCK UP : English Turkish

kıvırmak, katlamak, sıvamak, sarmak, sarmalamak, kıvrılmak

TUCK UP ONE'S LEGS : English Turkish

v. ayaklarını toplamak, kıvrılmak

TUCKED AWAY : English Turkish

adj. saklanmış, gizlenmiş

TUCKER : English Turkish

v. yormak

TUCKER : English Turkish

n. korse içine giyilen dantel yelek (
yy.), plise makinesi, tıkıştıran

TUCKER OUT : English Turkish

yormak

TUCKERED OUT : English Turkish

v. yorgun, bitkin

TUCKING IN : English Turkish

n. tıkınma

TUCKSHOP : English Turkish

n. börekçi [brit.], pastane [brit.]

TUCOWS : English Turkish

Winsock bilgisayar yazılımının en son kolleksiyonu, 1993'te Michigan'da (ABD) oluşturulan ve Toronto (Kanada) merkezli yüzlerce dağıtım sürümü ve demo yazılım paketleri indirebileceğiniz popüler ücretsiz indirme sitesi

TUCSON : English Turkish

n. Arizona'da (ABD) bir şehir

TUDELA : English Turkish

n. İspanya'nın kuzeyinde bir kasaba; bir soyadı

TUDOR : English Turkish

adj. Tudor krallarına ait

TUDOR : English Turkish

n. Tudor

TUE : English Turkish

n. Salı, haftanın üçüncü günü, haftanın Pazartesi ve Çarşamba arasındaki günü

TUES. : English Turkish

n. salı

TUESDAY : English Turkish

n. salı