English Turkish
TUBE HOLDER : English Turkish
n. tüplük
TUBECTOMY : English Turkish
n. fallop borusu ameliyatı
TUBELESS : English Turkish
adj. tübles, iç lâstiksiz
TUBELIKE : English Turkish
adj. boru şeklinde, tüp gibi, sıvıları nakletmek için kullanılan bir delik kanal gibi
TUBER : English Turkish
n. yumru, yumru kök
TUBERCLE : English Turkish
n. yumrucuk, küçuk yumru, kabarcık, tüberkül
TUBERCLE BACILLUS : English Turkish
tüberküloza sebep olan bakteri (Tıp)
TUBERCULAR : English Turkish
adj. verem, tüberkülozlu, yumrulu, boğumlu
TUBERCULATE : English Turkish
adj. tüberküloz olan, küçük yuvarlak çıkıntıları olan; tüberküloz lejyonlarına ait; tüberküloza ilişkin veya tüberkülozla alakalı
TUBERCULATED : English Turkish
adj. tüberküloz olan, küçük yuvarlak çıkıntıları olan; tüberküloz lejyonlarına ait; tüberküloza ilişkin veya tüberkülozla alakalı
TUBERCULATION : English Turkish
n. tüberküloz oluşumu, nodüllerin oluşumu
TUBERCULE : English Turkish
n. nodül, vücut veya kemikler üzerinde küçük yuvarlak çıkıntı
TUBERCULIN : English Turkish
n. (Tıp) tüberküloz hastalığının tanısında (ve vaktiyle onun tedavisinde) kullanılan tüberküloz bakterisi kültüründen elde edilen steril öz
TUBERCULOID : English Turkish
adj. bir nodüle benzeyen; tüberküloza benzeyen
TUBERCULOMA : English Turkish
n. peynire benzeyen nodül türü (Pataloji)
TUBERCULOSIS : English Turkish
n. verem, tüberküloz
TUBERCULOUS : English Turkish
adj. verem, veremli, tüberkülozlu, yumrulu, boğumlu
TUBERCULOUSLY : English Turkish
adv. yumrulu bir tarzda; akciğerlerde verem oluşumu ile karakterize bulaşıcı tüberküloz hastalığı olanla alakalı bir şekilde; veremli bir şekilde, küçük yuvarlak çıkıntılar şeklinde
TUBERCULUM : English Turkish
n. verem; küçük nodül, küçük yuvarlak çıkıntı; küçük yuvarlak şiş (Pataloji); tüberküloz hastalığı ile alakalı küçük yuvarlak şiş (Pataloji)
TUBEROSE : English Turkish
adj. yumru, yumrulu
TUBEROSE : English Turkish
n. sümbülteber
TUBEROSITY : English Turkish
n. yumru, ur
TUBEROUS : English Turkish
adj. yumru, yumrulu
TUBING : English Turkish
n. borular, boru sistemi, boru malzemesi
TUBMAN : English Turkish
n. bir soyadı; Harriet Tubman (
1913), Yeraltı Demiryolu ile kölelerin kuzeye kaçmalarına yardım eden ve İç Savaş sırasında kuzey ordusu hesabına casusluk yapan Siyahi kölelik karşıtı kadın aktivist
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani