English Turkish
TW : English Turkish
tera watt, bir trilyon watt, elektrik akımı ölçü birimi
TWA : English Turkish
trans dünya havayolları, ABD'de eski bir havayolu şirketi
TWADDLE : English Turkish
n. saçmalık, zırva, geveze tip
TWADDLE : English Turkish
v. saçmalamak, saçma sapan konuşmak, zırvalamak
TWADDLER : English Turkish
n. dırdırcı, lafebesi, dırdır eden kimse, işe yaramaz ve boş konuşan kimse
TWAIN : English Turkish
n. iki kişi, iki parça
TWAIN : English Turkish
adj. iki
TWANG : English Turkish
n. tıngırtı, genizden çıkan ses, tel sesi
TWANG : English Turkish
v. tıngırdamak, çalmak (telli çalgı), genizden çıkmak, genzinden söylemek
TWANGY : English Turkish
adj. genizden gelen bir sesi olan; bir tel kopmuş gibi çınlayan keskin bir sesi olan
TWAT : English Turkish
n. (halk ağzı) kadın cinsel organı dışı, vulva, dişilik organı; bir seks objesi olarak kadın (Argo)
TWEAK : English Turkish
n. çimdik
TWEAK : English Turkish
v. çimdiklemek
TWEAKER : English Turkish
n. mühendisler tarafından ince ayarlamalar için kullanılan küçük tornavida; parmak örümceği ipi (kriket sporunda); (Argo) polis baskınından sonra yerde uyuşturucu arayan kimse (uyuşturucu kullanan)
TWEE : English Turkish
adj. tuhaf, fazla nazlı
TWEED : English Turkish
n. tüvit, yün kumaş
TWEED SUIT : English Turkish
tüvit takım, yumuşak İngiliz yününden yapılan takım elbise
TWEEDLE : English Turkish
v. keman çalmak, vaktini boşa harcamak, yaygara koparmak; kıvırmak, bükmek, dolamak, sarmak, bukle yapmak; cıvıldamak, yüksek tonlu sesler çıkarmak; tatlı tatlı bir müzik enstrümanı çalmak; müzikle cezbetmek, müzikle tavlamak
TWEEDLEDEE AND TWEEDLEDUM : English Turkish
n. Tweedledum ve Tweedledee, neredeyse tamamen özdeş iki kişi yada şey; Lewis Carroll'un "Alis Harikalar Diyarında" ve "Camın Arkasından Bakarken" adlı çalışmalarındaki karakterler
TWEEDLEDUM AND TWEEDLEDEE : English Turkish
irbirinin aynı iki şey
TWEEDS : English Turkish
n. tüvit kumaştan yapılan elbiseler
TWEEDY : English Turkish
adj. tüvitten yapılan;kaba yünlü kumaşa benzer; tüvit kıyafetleri beğenen; açık hava veya gündelik hayat özelliğinde olan
TWEEN : English Turkish
prep. arası için kısa (kapsama, sarma, bağlama, birleştirme, bir noktadan diğerine, vb.)
TWEEN-AGE : English Turkish
n.
19 yaş arası, genç ergenlik ve delikanlılık arasındaki yaşlar
TWEENAGE : English Turkish
adj.
19 yaş arasına ait, genç ergenlik ve yaşlı delikanlılık arasındaki yaşlara ait
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani