Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNDERCLOTHES : English Turkish

n. iç çamaşırı, iç çamaşırları

UNDERCLOTHING : English Turkish

n. iç çamaşırı, iç çamaşırları

UNDERCOAT : English Turkish

n. astar, astar boya, iç ceket

UNDERCOATING : English Turkish

n. bir otomobilin alt tarafındaki koruyucu tabaka

UNDERCOOK : English Turkish

v. az pişirmek, yeterince pişirmemek

UNDERCOOKED : English Turkish

adj. az pişmiş, yeterince pişirilmemiş

UNDERCOVER : English Turkish

adj. gizli, örtülü, el altından

UNDERCOVER AGENT : English Turkish

gizli ajan, örtülü ajan, gizli kapaklı dedektif

UNDERCOVER DETECTIVE : English Turkish

gizli dedektif, araştırmasını gerçekleştirmek için faaliyetlerini gizleyen dedektif

UNDERCOVER POLICEMAN : English Turkish

gizli polis, sivil polis, gizli polis işlerini yapabilmek için mesleğini gizleyen polis

UNDERCOVER UNITS : English Turkish

örtülü birimler, gizli birimler, askeriyede veya silahlı kuvvetlerde gizlilik içerisinde çalışan birimler, özel kuvvetler, özel gizli kuvvetler

UNDERCROFT : English Turkish

n. yeraltı kemerleri

UNDERCURRENT : English Turkish

n. dip akıntısı, gizli etki, gizli eğilim

UNDERCUT : English Turkish

n. sığır filetosu, alttan kesilmiş kısım, kesme vuruşu (tenis)

UNDERCUT : English Turkish

v. altını kesmek, fiyat kırmak, daha ucuza satmak, alttan vurmak, kesme vuruşu yapmak (tenis)

UNDERCUT PRICES : English Turkish

fiyatları düşürmek, fiyat kırmak, fiyatları rekabetin gerektirdiğinden daha aşağıya çekmek

UNDERDEVELOPED : English Turkish

adj. az gelişmiş, geri kalmış, iyi tab edilmemiş, gelişmemiş

UNDERDEVELOPED COUNTRY : English Turkish

n. az gelişmiş ülke

UNDERDEVELOPMENT : English Turkish

n. gelişmemişlik, az gelişmişlik, yetersiz veya eksik gelişme; tam ve normal olarak büyüyememe durumu

UNDERDO : English Turkish

v. yetersiz yapmak, gerekeni yapmamak, baştan savma yapmak, az pişirmek

UNDERDOG : English Turkish

n. ezilen kişi, mazlum, yenilen kimse

UNDERDONE : English Turkish

adj. az pişmiş

UNDERDONE MEAT : English Turkish

az pişmiş et, yeterince pişirilmemiş et, çiğ et

UNDERDOSE : English Turkish

v. düşük dozda vermek

UNDERDOSE : English Turkish

n. düşük doz