Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNDERRUN : English Turkish

v. pass below, run underneath; bir su borusunda veya su teknesinde altına geçip alttan birşeyi kontrol etmek, alet edevatı sermek (Denizcilik)

UNDERSCORE : English Turkish

v. altına çizgi çizmek, vurgulamak

UNDERSEA : English Turkish

adj. deniz altında, deniz yüzeyinin altında

UNDERSEAL : English Turkish

v. altını ziftlemek [mot.]

UNDERSEAL : English Turkish

n. altını kaplama [mot.]

UNDERSEAS : English Turkish

adv. deniz altında, deniz yüzeyinin altında

UNDERSECRETARY : English Turkish

n. müsteşar, bakan müşaviri

UNDERSELL : English Turkish

v. fiyat kırmak, ucuza satmak

UNDERSENSITIVITY : English Turkish

n. hassasiyet azalması, anormal derecede düşük hassasiyet7duyarlılık azalması

UNDERSEXED : English Turkish

adj. cinsel isteği az, cinsel gücü az

UNDERSHERIFF : English Turkish

n. vekil şerif, şerif yardımcısı

UNDERSHIRT : English Turkish

n. fanila

UNDERSHOOT : English Turkish

v. hedefe kısa atış yapmak, hedefe kısa kalmak; hedefe kısa düşmek

UNDERSHOOT THE RUNWAY : English Turkish

v. kısa dalmak (uçak), inişte piste değip yeniden havalandırmak

UNDERSHORTS : English Turkish

n. boxer şort, külot

UNDERSHOT : English Turkish

adj. altından geçen su ile çalışan

UNDERSIDE : English Turkish

n. alt yüz, alt taraf, alt

UNDERSIGN : English Turkish

v. (mektubun, belgenin, vb.) altına adını imzalamak

UNDERSIGNED : English Turkish

adj. aşağıda imzası olan

UNDERSIGNER : English Turkish

n. belgenin sonunu imzalayan kimse, belgenin sonuna imza atan kimse

UNDERSIZE : English Turkish

adj. normalden daha küçük bir ebatla alakalı

UNDERSIZED : English Turkish

adj. küçük, normalden küçük, cılız

UNDERSKIRT : English Turkish

n. iç eteklik, jüpon

UNDERSLUNG : English Turkish

adj. dingil altında asılı, alçaltılmış (şasi)

UNDERSOIL : English Turkish

n. yeraltı, toprakaltı