English Turkish
UNTRUE : English Turkish
adj. yalan, yanlış, uydurma, vefasız, sadakâtsiz, sahte, eğri
UNTRUE TO HIMSELF : English Turkish
kendine bile samimiyetsiz olma durumu, kendi kendini kandıran bir şekilde davranma
UNTRULY : English Turkish
adv. yanlış bir şekilde, sahte bir şekilde, doğru olmayan bir şekilde; vefasızca, vefasız bir şekilde
UNTRUSTFUL : English Turkish
adj. güvensiz, güvenilir olmayan, güven duyulmayan
UNTRUSTWORTHILY : English Turkish
adv. güvenilmez bir şekilde, kendisine bağlı olunamaz bir biçimde, güvenilemez bir şekilde, güven vermeyen bir şekilde
UNTRUSTWORTHINESS : English Turkish
n. güvenilmezlik, döneklik
UNTRUSTWORTHY : English Turkish
adj. güvenilmez, dönek
UNTRUSTY : English Turkish
adj. güvenilmez
UNTRUTH : English Turkish
n. yalan, uydurma, sahtelik, asılsızlık, vefasızlık
UNTRUTHFUL : English Turkish
adj. yalancı, asılsız, yalan, uydurma, sahte, vefasız
UNTRUTHFULLY : English Turkish
adv. asılsızca, yalancı bir şekilde, kandırmacayla, onursuzca; sahte bir şekilde, sahtekârca, doğru olmayan bir şekilde
UNTRUTHFULNESS : English Turkish
n. asılsızlık, kandırmacalık, sahtecilik, sahtekârlık, doğru bir şekilde olmama durumu
UNTUCKED : English Turkish
adj. saklanmamış, gizlenmemiş, sokulmamış, açıkta, dışarıda, dışarı çıkarılmış
UNTUNED : English Turkish
adj. akortsuz, ahenksiz, uyumsuz
UNTUNEFUL : English Turkish
adj. melodisiz, nağmesiz
UNTURNED : English Turkish
adj. çevrilmemiş
UNTUTORED : English Turkish
adj. eğitimsiz, cahil, saf
UNTWINE : English Turkish
v. açmak, çözmek, halletmek, çözülmek, açılmak
UNTWIST : English Turkish
v. açmak, çözmek, halletmek, açılmak
UNTYING : English Turkish
v. "untying (untie {çözmek})", çözmek, açmak, serbest bırakmak, gevşek bırakmak
UNTYPICAL : English Turkish
adj. atipik, sıra dışı, tipik olmayan, karakteristik olmayan, alışılmamış
UNTYPICALLY : English Turkish
adv. atipikçe, sıra dışı bir şekilde, tipik olmayan bir şekilde, karakteristik olmayan bir şekilde, alışılmamış bir şekilde
UNUNITED : English Turkish
adj. ayrı, birleşmemiş, birleştirilmemiş, birlikte olmayan, bir arada olmayan, tek olarak birleştirilmemiş
UNUSABLE : English Turkish
adj. kullanılmaz, faydasız
UNUSED : English Turkish
adj. kullanılmamış, yepyeni, kullanılmayan, alışmamış
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani