English Turkish
VIRAL HEPATITIS : English Turkish
viral hepatit, bir virüsten kaynaklanan ağır hastalık
VIREMIA : English Turkish
n. viremi, kan dolaşımındaki virüs
VIREMIC : English Turkish
adj. viremiyle ilgili, viremiye özgü, kan virüsüyle ilgili, kan virüsüne özgü
VIREO : English Turkish
n. böcek yiyen ve gri veya mavi tüyleri olan kuş veya kuşlar
VIRESCENT : English Turkish
adj. yeşilimsi, yeşil gibi, biraz yeşil; yeşile çalan renk; yeşile dönen; alışılmamış bir şekilde yeşil olan (bitkilerde)
VIRGIL : English Turkish
n. bir erkek ismi; bir soyadı; Publius Vergilius Maro (MÖ.
19); epik "Aeneid" i yazan antik Roma şairi; Kansas'ta (ABD) bir şehir; Güney Dakota'da (ABD) bir kasaba; İllinois'te (ABD) bir köy
VIRGILIAN : English Turkish
adj. Virgil'e ait
VIRGIN : English Turkish
n. başak burcu [astr.], başak takımyıldızı [astr.]
VIRGIN : English Turkish
n. bakire, bakir erkek
VIRGIN : English Turkish
adj. bakire, bakir, el değmemiş, balta girmemiş, işlenmemiş, ekilmemiş, ham
VIRGIN BIRTH : English Turkish
akire doğumu, bakire bir kadının yaptığı doğum, herhangi bir erkekle cinsel ilişkiye girmemiş bir kadının yaptığı doğum
VIRGIN FOREST : English Turkish
alta girmemiş orman, bakir orman
VIRGIN GOLD : English Turkish
işlenmemiş altın
VIRGIN ISLANDS OF THE UNITED STATES : English Turkish
Birleşik Devletler Bakir Adaları, Batı Hint Adaları'nda ABD'ye bağlı bir bölge olan adalar grubu
VIRGIN LAND : English Turkish
akir arazi, el değmemiş arazi, hiç ekilmemiş toprak, el değmemiş tarla, üzerinde hiç çalışılmamış toprak, hiç işletilmemiş toprak, hiç sürülmemiş toprak, pulluklanmamış arazi
VIRGIN MARY : English Turkish
hazreti meryem, meryemana
VIRGIN MOTHER : English Turkish
n. meryemana
VIRGIN OIL : English Turkish
n. ham petrol
VIRGIN QUEEN : English Turkish
kraliçe arı, İngiltere kraliçe
elizabeth
VIRGIN SNOW : English Turkish
akir kar, taze kar, hiç erimeyen kar; yeni yağmış kar
VIRGIN SOIL : English Turkish
ekilmemiş toprak
VIRGIN WOOL : English Turkish
işlenmemiş yün
VIRGINAL : English Turkish
adj. kızlık, bakireye ait, bakireye yaraşır, döllenmemiş
VIRGINAL MEMBRANE : English Turkish
kızlık zarı
VIRGINALLY : English Turkish
adv. bakirece, bakire gibi, bakire benzeri bir şekilde; erdemli bir şekilde, bozulmamış olarak, namuslu bir şekilde, sade bir şekilde, masumca, masumane, masum bir şekilde; el değmemiş bir şekilde; yeni bir şekilde, tazece, taze bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani