English Turkish
VISCOSIMETRY : English Turkish
n. viskozimetri, viskoziteyi ölçen gereç, sentetikliği ölçen gereç, akışkanlığı ölçen gereç
VISCOSITY : English Turkish
n. viskozite, yarı sıvılık
VISCOUNT : English Turkish
n. vikont
VISCOUNTESS : English Turkish
n. vikontes
VISCOUS : English Turkish
adj. yapışkan, yapış yapış, ağdalı, viskoz
VISCOUSLY : English Turkish
adv. yapışkan bir şekilde, yapış yapış olarak, yapışkanca, ağır bir şekilde
VISCOUSNESS : English Turkish
n. yapışkanlık, yapış yapışlık, kalınlık, ağırlık; bir maddenin yapışkan olma derecesi
VISCUS : English Turkish
n. viskus, iç organ, vücudun iç organlarından herhangi biri (özellikle karın boşluğundaki, örneğin bağırsaklar)
VISE : English Turkish
v. vize vermek, onaylamak
VISE : English Turkish
n. mengene, vize, onay
VISHNU : English Turkish
n. Vişnu, Hindu üçlemesinin (Brahma, Vişnu ve Şiva) "Koruyucu" olarak isimlendirilen ikinci üyesi
VISIBILITY : English Turkish
n. görünebilme, görünürlük, görüş mesafesi
VISIBILITY CONDITIONS : English Turkish
görüş şartları
VISIBLE : English Turkish
adj. görülebilir, görünür, görünen, gözle görülür, açık, göze çarpan, mevcut
VISIBLE LIGHT : English Turkish
görünebilir ışık, görünür ışık, insan gözünün algılayabileceği ışık alanı (Fizik)
VISIBLY : English Turkish
adv. görünür bir şekilde, görülür bir şekilde, görünebilir bir şekilde, gözle görülebilir bir şekilde; anlaşılır bir şekilde, anlaşılabilir bir şekilde, somut olarak, somut bir şekilde; açıkça, açık bir şekilde, besbelli, apaçık; aşikârca, alenen
VISIDNARY : English Turkish
adj. gelecek vizyonu olmayan, geleceğe dair görüşü olmayan, gelecekle ilgili öngörüsü olmayan; hayalî; bir hayalde kaybolup gitmeye meyilli; gerçekçi olmayan, uygulanabilir olmayan
VISIGOTH : English Turkish
n. vizigot
VISINE : English Turkish
n. ABD'de üretilen göz damlası
VISION : English Turkish
n. görme, vizyon, görme gücü, görüş, ileriyi görme, önsezi, hayal gücü, hayal, kuruntu, görülmeye değer şey, güzel kimse
VISION : English Turkish
v. hayal gibi görmek
VISION MIXER : English Turkish
n. resim seçici
VISION OF THE DRY BONES : English Turkish
kuru kemiklerin öngörüsü, gelecekten haber veren İncilsel görüş
VISIONAL : English Turkish
adj. görüntü ile ilgili
VISIONARY : English Turkish
adj. önsezi ile ilgili, hayali, düşsel, kuruntu niteliğinde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani