Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WIBNI : English Turkish

eğer... olursa daha hoş olmazmı?, eğer... olursa harika olacağı kanaatindeyim (İnternet)

WICCA : English Turkish

n. Hristiyanlık öncesi geleneklere dayandırılan çok tanrılı neo-pagan din (doğa üzerine odaklanmış, genellikle inançsızlarca bir çeşit büyücülük olarak görülen)

WICCAN : English Turkish

n. Wiccan inancına ait kimse, Wicca'nın (çok tanrılı neo-pagan din) takipçisi

WICCAN : English Turkish

adj. wicca ile alakalı

WICCAN RELIGION : English Turkish

n. Wiccan dini, Hristiyanlık öncesi geleneklere dayandırılan çok tanrılı neo-pagan din (doğa üzerine odaklanmış, genellikle inançsızlarca bir çeşit büyücülük olarak görülen)

WICHITA : English Turkish

n. Kansas'ta (ABD) bir şehir; günümüzde Oklahoma'da bulunan Amerikan Kızılderili halkından olan kimse (orijinalinde şu an Kansas, Oklahoma, ve Teksas olan topraklarda yaşamış)

WICK : English Turkish

n. fitil (lâmba vs.), fitil

WICKED : English Turkish

adj. ahlaksız, kötü huylu, kötü, fena, kötücül, günahkâr, hınzır, muzip, yaramaz, hain, aşağılık, harika

WICKED WOMAN : English Turkish

kötü kadın, kötü niyetli kadın, ahlaksız kadın, şirret kadın, hain kadın, günahkâr kadın

WICKEDLY : English Turkish

adj. kötü bir şekilde, kötü niyetli bir şekilde, ahlaksızca, şirret bir şekilde, haince, günahkâr bir şekilde

WICKEDNESS : English Turkish

n. kötülük, günahkârlık

WICKER : English Turkish

n. hasır, sepetçi söğüdü dalı

WICKER : English Turkish

adj. hasırdan yapılmış, hasır

WICKER BASKET : English Turkish

hasır sepet, sele

WICKER CHAIR : English Turkish

hasır koltuk

WICKER SEAT : English Turkish

hasır oturak, hasırdan kürsü, sert hasırdan veya bambu gibi bir maddeden yapılmış oturak

WICKERWORK : English Turkish

n. hasır işi, sepet örgüsü

WICKET : English Turkish

n. küçük kapı, gişe kapısı, yarım kapı, kriket kalesi

WICKING : English Turkish

n. fitil olarak kullanılan sicim, pamuk ipliği, fitil yapmak için kullanılan madde

WICKIUP : English Turkish

n. saz çadır, sazdan çadır, Amerikan Yerlilerinin direklerle çerçevelenmiş ve çalı veya hasırla örtülü barınakları

WICKLOW : English Turkish

n. İrlanda Cumhuriyeti'nin güneydoğu bölgesinde bir ilçe; County Wicklow (İrlanda) İlçesi'nin ilçe kasabası

WIDDERSHINS : English Turkish

adv. saatin tersi yönde; doğal gidişatın tersi yönde; tersine, geriye doğru

WIDE : English Turkish

adj. geniş, enli, büyük, kapsamlı, engin, yaygın, ferah, bol, ardına kadar açık

WIDE : English Turkish

adv. iyice, tamamen, alabildiğine, ardına kadar, adamakıllı

WIDE ANGLE : English Turkish

n. geniş açılı