Multilingual Turkish Dictionary French Turkish

MÊLÉ : French Turkish

karışık

MÊLÉE : French Turkish

"[la] göğüs göğüse savaş; kavga; ağız dalaşı; çatışma"

MÊME : French Turkish

"aynı; kendi, bizzat "

MÊME DÉNOMINATEUR : French Turkish

ortak payda

MÌURS : French Turkish

"[la] ahlak; töre; âdet "

MÔLE : French Turkish

[le] dalgakıran

MÔME : French Turkish

[le] [la] çocuk

MÛR : French Turkish

olgun

MÛRE : French Turkish

[la] dut

MÛRE SAUVAGE : French Turkish

öğürtlen

MÛREMENT : French Turkish

enikonu (düşünerek)

MÛRIER : French Turkish

[le] dut ağacı

MÛRIR : French Turkish

"olgunlaştırmak; olgunlaşmak"

MÛRON : French Turkish

[le] böğürtlen

N'AVOIR AUCUNE MÉMOIRE : French Turkish

kötü bir hafızaya sahip olmak

N'AVOIR GARDE DE : French Turkish

niyeti olmamak

N'AVOIR PAS FROID AUX YEUX : French Turkish

gözü pek olmak

N'AVOIR PAS LE CHOIX : French Turkish

aşka çıkar yol olmamak

N'AVOIR PAS UN DENIER : French Turkish

meteliğe kurşun atmak

N'AVOIR PAS UN MOMENT À SOI : French Turkish

ir an olsun serbest olmamak

N'AVOIR PLUS QUE LE SOUFFLE : French Turkish

can çekişmek

N'AVOIR POINT D'ÉGAL : French Turkish

eşi olmamak

N'AVOIR POINT DE CESSE : French Turkish

hiç sonu gelmemek

N'AVOIR POINT DE MÌURS : French Turkish

kötü huylu olmak

N'AVOIR QUE LES OS ET LA PEAU : French Turkish

ir deri bir kemik kalmak