Multilingual Turkish Dictionary French Turkish

PELURE D'OIGNON : French Turkish

soğan zarı

PELÉ : French Turkish

"tüyü dökülmüş; kabuğu soyulmuş; işlenmemiş, çıplak (toprak), çorak"

PENALTY : French Turkish

[le] penaltı vuruşu

PENAUD : French Turkish

sıkılmış, utanmış, süklüm püklüm

PENCEMENT AU CÌUR : French Turkish

yürek sancısı, iç sıkıntısı

PENCHANT : French Turkish

"[le] bayır; eğim, meyil; eğilim "

PENCHER : French Turkish

"eğmek; eğik olmak; eğilim göstermek; yüz tutmak "

PENCHÉ : French Turkish

eğilmiş, eğik, yatık

PENDAISON : French Turkish

"[la] idam cezası; (birini) asma"

PENDANT : French Turkish

sırasında, esnasında

PENDANT LA NUIT : French Turkish

geceleyin

PENDANT QUE : French Turkish

iken

PENDANTS D'OREILLES : French Turkish

salkım küpe

PENDELOQUE : French Turkish

"[la] salkım küpe; avize küpesi"

PENDENTIF : French Turkish

[le] pandantif

PENDERIE : French Turkish

[la] elbise dolabı

PENDILLER : French Turkish

sarkıp sallanmak

PENDRE : French Turkish

"asmak; asılı durmak; sarkmak "

PENDRE LA CRÉMAILLÈRE : French Turkish

yeni bir eve taşınma vesilesiyle parti vermek

PENDU : French Turkish

[le] [la] asılmış kimse

PENDU AUX BASQUES DE : French Turkish

tebelleş, askıntı, musallat olan

PENDULAIRE : French Turkish

sarkaçla ilgili

PENDULE : French Turkish

[le] sarkaç

PENDULETTE : French Turkish

[la] küçük masa saati

PENICILLINE : French Turkish

[la] penisilin