Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
ERWARTUNG : German Turkish

en {er'vartung} e beklenti

ERWECKEN : German Turkish

{er'vekın} uyandırmak

ERWEIS : German Turkish

e {er'vays} r kanıt

ERWEISEN : German Turkish

" {er'vayzın} göstermek, kanıtlamak; de. ortaya çıkmak, belli olmak (als, olduğu)."

ERWEITERN : German Turkish

{er'vaytırn} genişletmek, büyütmek

ERWERB : German Turkish

" e {er'verp} r edinme, kazanma; kazanç."

ERWERBEN : German Turkish

{er'verbın} kazanmak, edinmek

ERWERBSLOS : German Turkish

{er'verpşlo:s} işsiz

ERWERBSQUELLE : German Turkish

n {erverps'kvelı} e gelir kaynağı

ERWERBSTÄTIG : German Turkish

{er'verpste:tih} çalışan

ERWIDERN : German Turkish

{er'vi:dırn} cevap vermek, karşılık vermek

ERWIDERUNG : German Turkish

en {er'vi:dırung} e cevap, yanıt, karşılık

ERWISCHEN : German Turkish

{er'vişın} kd. yakalamak

ERWÄGEN : German Turkish

{er've:gın} düşünüp taşınmak, duraksamak, karar verememek

ERWÄHNEN : German Turkish

{er've:nın} değinmek, anmak

ERWÄHNUNG : German Turkish

en {er've:nung} e adını anma, değinme

ERWÄRMEN : German Turkish

" {er'vermın} ısıtmak; de. ısınmak."

ERWÜNSCHT : German Turkish

{er'vünşt} istenilen

ERWÜRGEN : German Turkish

{er'vürgın} boğmak

ERZ : German Turkish

e {e:rts} s maden filizi

ERZBISCHOF : German Turkish

e {'ertsbişof} r başpiskopos

ERZEUGEN : German Turkish

" {er'tsoygın} üretmek, yetiştirmek, imal etmek; yaratmak, meydana getirmek."

ERZEUGNIS : German Turkish

se {er'tsoyknis} s ürün

ERZEUGUNG : German Turkish

en {er'tsoygung} e üretim

ERZIEHEN : German Turkish

{er'tsi:ın} eğitmek, yetiştirmek