Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

FLACKERN : German Turkish

n {'flamı} e alev

FLAGGE : German Turkish

" n {'flehı} e yüzey; alan."

FLAMME : German Turkish

n {'flagı} e bayrak, sancak

FLANELL : German Turkish

e {fla'nel} r fanila

FLANKE : German Turkish

" n {'flankı} e yan taraf; sp. kanat."

FLASCHE : German Turkish

n {'flaşı} e şişe

FLASCHENBIER : German Turkish

e {'flaşınbi:r} s şişe bira

FLASCHENZUG : German Turkish

e {'flaşıntsu:k} r palanga

FLASCHENÖFFNER : German Turkish

{'flaşınöfnır} r şişe açacağı

FLATTERN : German Turkish

" {'flatırn} uçuşmak; dalgalanmak."

FLAU : German Turkish

" {flau} hafif, zayıf; bitkin, dermansız; tic. durgun."

FLAUM : German Turkish

e {flaum} r ince tüy

FLAUTE : German Turkish

n {'flautı} e durgunluk

FLECHTE : German Turkish

n {'flehtı} e saç örgüsü

FLECHTEN : German Turkish

{'flehtın} örmek

FLECK : German Turkish

" e(n) {flek} r leke; benek."

FLECKIG : German Turkish

{'flekih} lekeli

FLEDERMAUS : German Turkish

e {'fle:dırmaus} e yarasa

FLEGEL : German Turkish

"
{'fle:gıl} r harman döveni; hödük, ayı, kıro."

FLEGELHAFT : German Turkish

{'fle:gıhaf} kaba, terbiyesiz

FLEHEN : German Turkish

{'fle:ın} yalvarmak

FLEISCH : German Turkish

{flayş} s et

FLEISCHBRÜHE : German Turkish

n {'flayşbrü:ı} e et suyu

FLEISCHER : German Turkish

- {'flayşır} r kasap

FLEISCHEREI : German Turkish

{flayşı'ray} e kasap (dükkanı)