German Turkish
PFLEGEN : German Turkish
" {pfie:gın} bakmak, korumak; özen göstermek."
PFLEGENKIND : German Turkish
er {'pfle:gınkınt} s evlatlık, besleme
PFLEGER : German Turkish
{'pfle:gır} r bakıcı
PFLICHT : German Turkish
en {pfliht} e görev
PFLICHTBEWUSST : German Turkish
{'pflìhtbıvust} görevinin bilincinde
PFLICHTGEMÄSS : German Turkish
{'pflihtgıme:s} görev gereği
PFLICHTMÄSSIG : German Turkish
{'pflihtgıme:sih} görev gereği(nce)
PFLOCK : German Turkish
" e {pflok} r kazık; takoz, kama."
PFLUG : German Turkish
e {pflu:k} r karasaban
PFLÜCKEN : German Turkish
{'ptlükın} devşirmek, toplamak, koparmak
PFLÜGEN : German Turkish
{'pflü:gın} çift sürmek
PFORTE : German Turkish
n {'pfortı} e kapı
PFOSTEN : German Turkish
{pfostın} r direk, destek, kazı
PFOTE : German Turkish
n {'pfo:tı} e pençe, kedi eli, köpek eli
PFROPFEN : German Turkish
{'ptropfın} r tıkaç, tapa, tıpa
PFROPFEN (1) : German Turkish
{'propfın} tıkamak, tıkaç geçirmek aşılamak
PFUI : German Turkish
{pfuy} tuh! yuh! ayıp!
PFUND : German Turkish
e {pfun} s yarım kilo
PFUSCHEN : German Turkish
{'pfuşın} kötü iş görmek
PFUSCHER : German Turkish
" {'pfuşır} r üstünkörü iş gören kimse; şarlatan."
PFUSCHEREI : German Turkish
en {pfuşı'ray} e kd. yarım yamalak iş
PFÄNDEN : German Turkish
er {'pfanthaus} s rehin karşılığında borç veren kurum
PFÄNDUNG : German Turkish
e {pfa:l} r kazık, direk
PFÖRTNER : German Turkish
{'pförtnır} r kapıcı
PFÜTZE : German Turkish
n {pfütsı} e çamurlu su birikintisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani