Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
STÄDTISCH : German Turkish

" {'ştemih} uzun gövdeli; kuvvetli; bodur, tıknaz."

STÄMMIG : German Turkish

er {'ştamvort} s dilb. köken kök sözcük

STÄNDER : German Turkish

er {ştandıs-amt} s evlendirme dairesi

STÄNDIG : German Turkish

er {'ştantliht} s oto-park lambası

STÄNKERN : German Turkish

e {ştan'yo:l} s yaprak kalay

STÄRKE : German Turkish

{'ştarkştro:m} r elek. yüksek gerilimli akım

STÄRKEN : German Turkish

" {ştar} sabit, hareketsiz, sabit; eğilmez, bükülmez; donmuş."

STÄRKUNG : German Turkish

{'şterkungsmitıl} s kuvvet (ilacı)

STÄRKUNGSMITTEL : German Turkish

{'ştarın} dik dik bakmak

STÄTTE : German Turkish

{'ştatfindın} olmak, vuku bulmak

STÄUBEN : German Turkish

{'ştaubih} tozlu

STÖBERN : German Turkish

{'ştö:bırn} araştırmak, köşe bucak aramak

STÖHNEN : German Turkish

{'ştö:nın} inlemek

STÖPSEL : German Turkish

{'ştöpsıl} r tıkaç, tapa

STÖPSELN : German Turkish

{'ştöpsıln} tıkaçla tıkamak

STÖREN : German Turkish

" {'ştö:rın} rahatsız etmek, rahat vermemek; karıştırmak."

STÖRRIG : German Turkish

{'ştörih} inatçı, laf anlamaz

STÖRRISCH : German Turkish

{'ştöriş} laf anlamaz, inatçı

STÖRUNG : German Turkish

" en {'ştö:rung} e rahatsız etme; parazit; arıza."

STÜCK : German Turkish

" e {ştük} s parça; tane, adet; oyun."

STÜCKCHEN : German Turkish

{'ştükhın} s parçacık

STÜCKWEISE : German Turkish

{'ştükvayzı} parça parça

STÜLPEN : German Turkish

" {'stülpın} kıvırmak, sıvamak, devirmek; üst üste koymak."

STÜMPER : German Turkish

{'ştümpır} r acemi çaylak, beceriksiz

STÜMPERHAFT : German Turkish

{'ştümpırhaft} beceriksiz, acemi