Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
OCHSENSCHWANZSUPPE : German Turkish

[die] öküz kuyruğu çorbası

OCHSENZUNGE : German Turkish

" [die] öküz dili; sığırdili, öküzdili"

ODER : German Turkish

ya da

ODER AUCH : German Turkish

ya da, yahut da

OFEN : German Turkish

" [der] soba; ocak; fırın"

OFENROHR : German Turkish

[das] soba borusu

OFFEN : German Turkish

" açık; örtüsüz, üstü açık; aleni; çözümlenmemiş, askıda; içten, candan; boş, münhal"

OFFEN GESAGT : German Turkish

doğrusu, açıkça söylemek gerekirse

OFFEN GESTEHEN : German Turkish

doğrusu, doğrusunu söylemek gerekirse

OFFENBAR : German Turkish

apaçık, belli, bariz

OFFENBAREN : German Turkish

" açığa vurmak, ortaya koymak; vahyetmek"

OFFENBARUNG : German Turkish

[die] vahiy

OFFENBLEIBEN : German Turkish

" açık kalmak; çözümlenmemek, askıda olmak"

OFFENES WORT REDEN : German Turkish

açık konuşmak

OFFENHALTEN : German Turkish

açık tutmak

OFFENHEIT : German Turkish

[die] açıklık, içtenlik, samimiyet

OFFENHERZIG : German Turkish

içten, samimi, açıkyürekli

OFFENHERZIGKEIT : German Turkish

[die] içtenlik, samimiyet, açıkyüreklilik

OFFENKUNDIG : German Turkish

" tanınmış, maruf; belli, aşikâr, aleni"

OFFENLASSEN : German Turkish

açık bırakmak

OFFENSICHTLICH : German Turkish

açık, belli, ortada

OFFENSIV : German Turkish

" saldırgan; kırıcı, üzücü"

OFFENSIVE : German Turkish

[die] saldırı, taarruz, hücum

OFFENSTEHEN : German Turkish

" açık bulunmak; (hesap) ödenmemiş olmak"

OFFERIEREN : German Turkish

" sunmak, arz etmek, takdim etmek; önermek, teklif etmek"