Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
GEWÄHREN : German Turkish

l. (Bitte) yerine getirmek, isaf etm.
(bewilligen) bse müsaade etm.
(geben) vermek, heläl etm., bahsetmek
(Schutz) himayesi altina almak; ^ lassen (j-n) b-ni rahat hirakmak; b-ne mani olmamak

GEWÄHRLEISTEN : German Turkish

teminat altina almak; temin, garanti etm.; saglamak
et garanti(-li)

GEWÄHRSMANN : German Turkish

m l. garanti eden kimse
(für Nachrichten) malumat veren

GEWÄRTIG : German Turkish

: — sein (m. Gen.);
en (m. Akk.) bsi beklemek (od. göze almak)

GEWÄSCH : German Turkish

n sacmasapan, gevezelik, herze, yave, laf, lak-laklyat

GEWÄSSER : German Turkish

n su
künde / hidrografi, hidroloji, subilim

GEWÖHNEN : German Turkish

(an) tr. bse alistirmak; sicii ^ (an) bse ahsmak, ögürlesmek. istinas etm., menuskmek; bsle ünsiyet etm.; Er hat sich immer noch nicht an seine Arbeit ^ können, tsine hälä ismamamis

GEWÖHNLICH : German Turkish

l. adi, mutat,
(alltäglich) aldäde, olagan, günlük, umumf, genel
(üblich) musiamel A. (gewohnt) mutadi olan; mutat
(mittelmäßig) orta, vasat
(gemein) bayagi, alcak, kaba, asagilik, hasis
(trivial) müptezel, harclälem
(wertlos) bini bir para(-ya); V: siktirici
(unschön) kubat. bicimsiz, kaba; (Adv.) adet üzere; mutadi vechile; ekseriya;
er Brief adi mektup;
es Papier degme kägit; ein ganz
er Mensch pej. asagilik adam 2keit /"baya^ilik, kabalik

GEWÖHNT : German Turkish

l. alisik, aliskm, aliskan
(abgebrüllt) idmanli ^

GEWÖHNUNG : German Turkish

alistir(il)ma, ali^kanhk, ahsma, ünsiyet, ögürlük. istinas, yatkinlik, piskinlik

GEWÖLBE : German Turkish

n l. kubbe, tonoz
(Bau) üstü kubbeli yer
(unterirdisches) yeralti mahzeni
(Verlies) zindan
(Bogen) keiner

GEWÖLK : German Turkish

( bulutlar (kütlesi)

GEWÜHL : German Turkish

n l. kayna(s)ma, kalabahk, izdiham
(Durcheinander) karmakansiklik, hercümerc

GEWÜRFELT : German Turkish

daiiinli, kareli, satranch

GEWÜRM : German Turkish

n l. kurtlar
(Unge/iefer) hasarat (a.fig.)

GEWÜRZ : German Turkish

n l. bahar(-at)
güxel kokulu bitkiler
händler m baharatci, aktar 21g l. (wohlschmeckend) lezzetli
(aromatisch) aromatik
Inseln pl. n. pr. t^aharat adalan; Molük adalan; Moluklar
körner pl. yenibahar
kräuter pl. baliar(-at) bitkileri
nelke / kuru karanfil; dis karanfil
nelkenbaum m bot. karanfil agaci
strauch in bot. l. (wolliriechender) kadeh cicegi
(frühblühcnder) kis cicegi

GEYSERIT : German Turkish

m min. gayzerit, kaynactasi
ir m geogr. gayzer,kaynac

GEZACKT : German Turkish

uclu, disli

GEZAHNT : German Turkish

; gezähnt l. disli
(gekerbt) centik
(Münze usw.) tirtilli

GEZAPPEL : German Turkish

n cabalayip durma

GEZEITEN : German Turkish

pl. kabarma-alcalma; meddücezir, gelgit

GEZERRE : German Turkish

n pej. cekisip durma

GEZETER : German Turkish

n pej. dadüferyat, vaveylä; eli masali gibi cikisma

GEZIEMEN : German Turkish

(m. Dat.) (a. sich ^) (für) yakismak; yakisik almak, yerinde olm., yarasmak; wissen, was sich geziemt haddini bilmek
d l. yakisik alir; yarasikh, müna sip, uygun
(erforderlich) icap eden; läyik oldugu vechile

GEZIERE : German Turkish

n l. sahte tavir; yapmacik
(Koketterie) naz (-lanma), cilve, koketri 2t l. s. zieren
(gekünstelt) suni, yapmacik, cali; sahte tavirh
(steif) tekellüflü; cok resmi
(scheinbar ablehnend) nazh;
e Aussprache Th. cafcafli diksiyon