Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
GLIED : German Turkish

n l. (KörperQ) uzuv, üye
(inneres) organ, örgen
(Mit2) üye, aza
mil. sira, saf, kademe
math., log. had, terim
(KettenQ) bakla, halka
(Generation) göbek, batin, nesil
(männliches) kadip, zeker, kamis; V: mus-luk; pantalon baligi; kein ^ rühren können kolunu bile kimildatacak hali olmamak; an allen
ern ziffim sapir sapir titremek; aus dem ^ treten mit. saftan cikmak; Der Schreck fuhr ihm in die
er. Körkudan ödü koptu

GLIEDERBLATTKAKTUS : German Turkish

m bot. subayre
füßer pl. eklembacaklilar; zatülercülül mafsaliye
kessel m techn. dilimli kazan
kette j halkali (od. baklali) zincir
maßstab m acilir kapa-nir metre ^n l. (in Teile) parcalara bölmek, ayirmak
(anordnen) tanzim etm.
(klassifizieren) siniflamak, bölümlemek. tasnif etm.
(einrichten) tertip etm., organize etm.
mil. tertiplemek; kademelendirmek; sich ^ (in) inkisam etm., bölünmek; gegliedert: gut ^ derli toplu
puppe / l. manken
Kspz. elleri ayaklan oynatilahilen bebek; kukla
reißen n:
schmerz m mafsallarda, adalelerde, sinirlerde a^nlar; romatizma
ung f l. vgl. gliedern
(Aufbau) tanzim, bünye, tesek-kül, plan
mil. a. bölüm, tertiplenme, kademelenme
würmer pl. zo. halkalikurtlar

GLIEDMASSE : German Turkish

organ, uzuv

GLIEDMAßEN : German Turkish

pl. an. ekstremiteler

GLIMMEN : German Turkish

kül altında kor halinde yanmak; hafif bir ışık neşretmek; için için yanmak~end:
e Asche köz~er mika; Moskof camı~er.plättschen n evren pulu~stengel m F hum. sigar, puro

GLIMPFLICH : German Turkish

: ~ davonkommen ucuz kurtulmak; yakasmi kurtarmak (od. siyirmak)

GLITSCHEN : German Turkish

F kaymak
ig kaygan, kayagan, kaygm, kaypak, zlypak

GLITZERN : German Turkish

panidamak, pirildamak; isil isil isimak; isildamak 2 n parilti, piniti, isilti
d pani paril; pinl pinl; panitih i global l. (weltweit) cihansümul, evrensel
(gesamt) topye-1 kün
(ungefähr) takribt, yakiasma

GLOBETROTTER : German Turkish

m devri älem seyyahl

GLOBUS : German Turkish

m (Erdkugel) yerküre, küreiarz

GLOCKE : German Turkish

l. can; büyük cingirak; kampana
(Klingel) zil, cingirak
(Qlas2) cam kilif; fanus. karpuz
(Uhr) saat
(Handschutz am Florett) balcak
(Rockform) klos; nicht wissen, was die ^ geschlagen hutßg. durumun vaha-metini anlayamamak; et. an die große ~ hängen davul (can, borazan) calmak; herkese duyurrngk

GLOCKENBLUME : German Turkish

üof. l. cancicegi, borucicegi; zührei ceresiye
(nesselblättrige) yüksükotu; Meryem ana eldiveni; ankovani cicegi
blumengewächse pl. bot. cancicegigiller;
fasilei ceresiye
boje / naul. canh {od. sesli) samandira 2förmlg l. can seklinde
(Rock) kloslu
geläut n can sesleri; canilti
gießer m can dökmecisi
neide / bot. süpürgeotu
klöppel m can tokmqgi
läuten n can sesleri
rock m klos
schlag m saatin calmasi
Schwengel m s.
klöppel.
spiel n mus. kariyon, tinlak, uguldak
tierchen n zo. can hayvani
türm m can kulesi

GLOCKIG : German Turkish

(Damenrock) kloslu, evaze

GLORIA : German Turkish

l. (mst. ohne Artikel) san, söhret. seref
wV
(in der kathol Messe) ilähi, temcit, ululama

GLORIE : German Turkish

l. s. Gloria (l):
==
n.schein m l. rel. azizlerin baslan etrafindaki ziya
allg. hale

GLORIFLKATION : German Turkish

ululama; göklere cikarma ^zleren ululamak; göklere cikarmak

GLORIOLE : German Turkish

f s. Glorienschein

GLORIOS : German Turkish

(mst.iron.);
reich l. sanh, serefli
(mst.iron.) mükemmel, enfes. parlak

GLOSSAR : German Turkish

n tefsirli sözlük
e/
(Randbemerkung) derkenar, mülähaza
(Fußnote) hasiye, dipnot
(satirischer Artikel) igneli makale; seine
n mächen (zu) bsle alay etm.; b-ni, bsi ignelemek °leren l. derkenar yazmak
(kommentieren) (istihza ile) serh ve tefsir etm.
Itis / med. glosit; dil iltihabi

GLOTZAUGE : German Turkish

n patlak göz ^äuglg patlak (od. lokma) gözlü °en F dik dik (od. bön bön) bakmak; gözlerini faltasi gibt acmak
ophon n F hum. televizör

GLOXINIE : German Turkish

ot. gloksinya

GLUCK GLUCK : German Turkish

gluglu; ^ machen gluglu etm

GLUCKE : German Turkish

kulucka tavuk °n l. kulucka yatmak
(rufen) gurk gurk etm., gurklamak Snd (Henne) burda^an

GLUCKERN : German Turkish

(Flüssigkeit) gul gul etm., guruldamak, gürülde-mek, lakirdamak, horuldamak, cumbuldamak, tokur-damak

GLUCKHENNE : German Turkish

gurk tavuk