Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KURENG : Ottoman Turkish

f. Al at

KUREVÎ : Ottoman Turkish

(Kurâ. dan) Köylü. Köye âit, köye dâir

KUREYZA : Ottoman Turkish

Medine-i Münevvere yakınında Yahudi taifesinden bir kavim

KUREYŞ : Ottoman Turkish

Peygamberimizin kabilesi

KUREYŞ SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'in
Suresidir. Liilâfi Suresi de denir. Mekkîdir

KUREYŞÎ : Ottoman Turkish

Kureyş kabilesinden olan. Kureyş'e mensub

KURFUSA (KARFESA) : Ottoman Turkish

Mak'adı üstüne oturup dizlerini karnına yapıştırıp iki kolunu baldırları üstüne kavuşturmak

KURHA : Ottoman Turkish

(C: Kuruh) Silâh yarası. * Çıban

KURHANE : Ottoman Turkish

(C: Kurhân) Bir cins mantar

KURKUBE : Ottoman Turkish

Et, lahm

KURKUL : Ottoman Turkish

Çekirge

KURKUR : Ottoman Turkish

Büyük gemi

KURKUS : Ottoman Turkish

Geniş, bol, vâsi

KURMAY : Ottoman Turkish

Ordunun muharebeye hazırlanmasında ve savaş sırasındaki sevk ve idaresi için hususi tarzda yetiştirilmiş subay. * Mc: Becerikli

KURME : Ottoman Turkish

İşaret için devenin burnundan bir miktar deri kesip tam ayrılmadan yine burnu üstüne yapıştırmak

KURMUD : Ottoman Turkish

Dağ keçisinin erkeği

KURMUS : Ottoman Turkish

(C: Karâmıs) Avcıların dağda olan kulübesi veya soğuktan sakındıkları küçük çukur yer

KURNAS : Ottoman Turkish

Dağın burnu

KURNE : Ottoman Turkish

Sivri veya tümsek şey. * Hamam kurnası. Kurna

KURNEVE : Ottoman Turkish

Boya otu

KURNUK : Ottoman Turkish

Yumuşak bedenli delikanlı

KURR : Ottoman Turkish

Karar. * Soğukluk

KURRA : Ottoman Turkish

(Kari'. C.) Okuyucular. Kur'ân-ı Kerimi usul ve tecvidine göre okuyanlar. Dindar ve sâlih kimse

KURRASA : Ottoman Turkish

(C: Kırâs) Papatya çiçeği

KURRE : Ottoman Turkish

Parlaklık. Tâzelik. Gözün parlak ve nurlu olması. * Ağlamaktan sonraki serinlik. * Dilşâd olmak. * Bir atımlık şey. * Kurbağa