Ottoman Turkish
KULUNÇ : Ottoman Turkish
Tıb: Şiddetli bağırsak ağrısı. Omuzlarda ve vücutta bir ağrı
KULUNÇ : Ottoman Turkish
acı veren bir hastalık
KULZÜM : Ottoman Turkish
Deniz, bahr. * Kızıldeniz
KULÛB : Ottoman Turkish
kalbler
KUM (KUMİ) : Ottoman Turkish
(Kavm. den) Kalk (mânasına emir)
KUMAME : Ottoman Turkish
(C: Kumâm) Cemaat, topluluk. * Süprüntü
KUMANDAN : Ottoman Turkish
komutan
KUMANYA : Ottoman Turkish
ing. Bir gemi içinde bulunan kimselerin beslenmeleri için gemiye doldurulan erzak. Gemi zahiresi. * Eskiden piyade kayığının arka kısmındaki dolapçık. * Gemi kileri. Geminin erzak koymağa mahsus yeri
KUMAR : Ottoman Turkish
"Para vs. karşılığında oynanılan oyun. Meşru bir ihtiyacın karşılanması için bir çalışma sonucu olmadan piyango ve şans oyunları gibi haram yollarla kazanç elde etmektir. Dinimizde böyle oyunların her türlüsü haramdır. Bir müslüman kendi menfaatini isteyip zararını istemediği gibi; diğer bir müslümanın da çıkarını gözetip kötülüğünü isteyemez. Halbuki kumara katılan herkes, karşı tarafın zarariyle kendi çıkarlarını düşünmektedir.Eğer böyle bir menfaat ve zarar oyunda konulmamışsa ve dince yasaklanan maksadlar da yoksa, yine de her insan için en kıymetli mal olan zamanını boş yere harcamak olur ki bu da zarardır.Maksatsız, fikirsiz ve dünyaya ne için geldiğini bilmeyen basit bir insan böyle yollara düşer ve gittikçe perişan olur. Halbuki insan, sonsuz ve yüksek gâye sahibi, yüksek şahsiyetli ve nizamlı bir hayat yaşamalıdır. (Bak: Meysir)"
KUMAR-HANE : Ottoman Turkish
f. Devamlı olarak kumar oynanan yer
KUMARBAZ : Ottoman Turkish
Kumar oynayan. Kumarcı
KUMBİİZNİLLAH : Ottoman Turkish
Allahın izniyle kalk!
KUME : Ottoman Turkish
Bir yere toplanmış olan şeyler. * Yüksek, yüce yer
KUMİSTAN : Ottoman Turkish
f. Kumluk çöl veya arâzi
KUMİSTÂN : Ottoman Turkish
kumluk yer, çöl
KUMKUMA : Ottoman Turkish
(C: Kamâkım) İçine mürekkep, zemzem gibi şeyler konulan yuvarlak testi. * Bakır şişe, bakır ibrik
KUMME : Ottoman Turkish
Arslanın, ağzı ile aldığı şey
KUMMEHAN : Ottoman Turkish
Za'ferân. * Şarap köpüğü
KUMMELE : Ottoman Turkish
(C: Kummel) Kene cinsinden bir böcek
KUMPANYA : Ottoman Turkish
Fr. şirket. * Mc: Cemaat, zümre
KUMRÎ : Ottoman Turkish
"(C: Kamâri) Kumru. Dişisine ""kumriye"", erkeğine ""sakhar"" derler."
KUMUDD : Ottoman Turkish
Sağlamak, sert, katı. * Uzun, tavil
KUMUS : Ottoman Turkish
Suya batıp kaybolmak
KUMZE : Ottoman Turkish
Toplanmış hurma
KUNABE : Ottoman Turkish
Toplu yapraklar (Buğdayın başı onun içinde olur.)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani