Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KUL : Ottoman Turkish

insan

KUL'A(T) : Ottoman Turkish

(C: Kulu') Ödünç mal. Yurt edinmeye müsait olmayan yer

KULA' : Ottoman Turkish

Ağız ağrısı

KULAA : Ottoman Turkish

Suyu emip yarılmış ve yerden koparılmış balçık. * Büyük taş

KULAB : Ottoman Turkish

f. Büyük dalga. * Göl, büyük havuz

KULAFE : Ottoman Turkish

Kılıf, kın, kabuk. Zarf

KULAKIL : Ottoman Turkish

İhlâs ve Muavvezeteyn sureleri

KULAL : Ottoman Turkish

Az, kalil

KULAME : Ottoman Turkish

Tırnak kesintisi. Kesinti

KULAMETEYN : Ottoman Turkish

İki tırnak kesintisi. Parantez. ( )

KULB : Ottoman Turkish

Bilezik. * Bir yılan cinsi

KULE : Ottoman Turkish

(C: Kulul-Kılâl) Çocukların oynadıkları bir oyun

KULEL : Ottoman Turkish

(Kulle. C.) Kuleler. * Dağ tepeleri

KULEL-İ SEB'A : Ottoman Turkish

İstanbul'daki yedi tepe

KULFE : Ottoman Turkish

Zeker ucundaki sünnet edilecek deri

KULİS FAALİYETİ : Ottoman Turkish

Toplantı yapılan yerlerde, toplantı haricinde çeşitli grupların yaptığı gizli çalışma

KULKALAN : Ottoman Turkish

Bir nevi ot

KULKUL : Ottoman Turkish

Şen, çevik, atik. * Bir şeyin deprenmesiyle çıkan ses. * Büyük, derin deniz. * Hızlı giden at

KULKULANİ : Ottoman Turkish

Üveyik kuşuna benzer bir kuş

KULLAB : Ottoman Turkish

(C.: Kalalib) Çengel, kanca. Ucu eğri nesne

KULLAM : Ottoman Turkish

Çöğene benzer bir otun adı

KULLE : Ottoman Turkish

(C.: Kulel) Doruk, dağ tepesi, zirve. * Kule. * Bazı harp gemilerinin güvertelerinde bulunan ve makine ile hareket eden ağır top

KULMUH : Ottoman Turkish

Bir ot

KULUB : Ottoman Turkish

(Kalb. C.) Kalbler, gönüller

KULUCE : Ottoman Turkish

Ekin ekmek için yeri ıslah etmek