Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MAHLECE : Ottoman Turkish

(C: Mehâlic) Hallaçların yün ve pamuk attıkları yer

MAHLEFE : Ottoman Turkish

Söğütlük

MAHLU : Ottoman Turkish

Hal' edilmiş. Tahtından indirilmiş padişah. * Reddedilmiş olan

MAHLUB : Ottoman Turkish

Sağılmış hayvan

MAHLUC : Ottoman Turkish

(Pamuk gibi) Atılmış, hallaçlanmış

MAHLUCE : Ottoman Turkish

Rey ve fikri doğru olmak

MAHLUF : Ottoman Turkish

Yemin etme, and içme, kasem etme

MAHLUF-ÜN ALEYH : Ottoman Turkish

Hakkında yemin edilen husus

MAHLUK : Ottoman Turkish

Traş olmuş

MAHLUKA : Ottoman Turkish

Başkasının olup da benimsenen manzum parça

MAHLUKAT : Ottoman Turkish

(Mahluk. C.) Yaratılmışlar. Mahluklar. Allah'ın yarattığı şeyler.(Şu mahlukat, İzn-i İlâhi ile, zaman nehrinde mütemadiyen akıyor. Alem-i gaybdan gönderiliyor, âlem-i şehadette vücud-u zâhiri giydiriliyor. Sonra âlem-i gayba muntazaman yağıyor. İniyor. M.)

MAHLUL : Ottoman Turkish

Çözülmüş, dağılmış. Hallolmuş, erimiş. * Murisi ölen sahipsiz mal. Mirasçısı bulunmayıp hükümete kalan miras

MAHLUL-U MUFASSAL : Ottoman Turkish

Tapu usulüne ait bir tâbir olup, köyler ve mezarlar tımarıydı. Berat ile verilirdi

MAHLUL-U SIRF : Ottoman Turkish

Fık: Hakk-ı intikal ve hakk-ı tapu sahibi bırakmaksızın mutasarrıfının vefatiyle mahlul kalan arazi

MAHLULAT : Ottoman Turkish

Mirasçısı olmadığı için evkâfa veya hükümete kalan miraslar

MAHLULİYET : Ottoman Turkish

Mahlul olma hali, mahlulluk

MAHLUT : Ottoman Turkish

(Halt. dan) Karıştırılmış. Katılmış. Karışık

MAHLUTA : Ottoman Turkish

Bulgurla karışık mercimek çorbası

MAHLÂS : Ottoman Turkish

yazarın takma adı

MAHLÛK : Ottoman Turkish

yaratık

MAHLÛKAT : Ottoman Turkish

yaratıklar

MAHLÛKİYET : Ottoman Turkish

yaratılmışlık

MAHMASA : Ottoman Turkish

Azlık. * Açlıktan zayıf düşme

MAHMEL : Ottoman Turkish

Üzerine yük konulan şey

MAHMİ : Ottoman Turkish

Korunan, himaye gören. Hıfzolan