Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MAZINNE : Ottoman Turkish

(C: Mezânin) İçinde bir şey olduğu tahmin olunan yer

MAZIR : Ottoman Turkish

Ekşi, hâmız

MAÂD : Ottoman Turkish

âhiret

MAÂDÂ : Ottoman Turkish

aşka

MAÂNÎ : Ottoman Turkish

mânâlar, anlamlar

MAÂRİF : Ottoman Turkish

marifetler, ilimler, tanımalar, eğitim

MAÂRİFPERVER : Ottoman Turkish

eğitimi seven

MAÂRİZ : Ottoman Turkish

sözün gizli mânâları

MAÂSİ : Ottoman Turkish

günahlar, isyanlar

MAÂYİB : Ottoman Turkish

ayıplar

MAÇ : Ottoman Turkish

f. Öpüş

MAÇİN : Ottoman Turkish

"Çin'e tâbi, Doğu Türkistan tarafındaki çöllerde ve Târim nehrinin güneybatısındaki dağlarda oturan Türk milletinden bir kavimdir ve simaca Moğol ile Aryâ cinslerinden mürekkeb oldukları anlaşılıyor. İçlerinde sarı saçlı ve mavi gözlü adamlar dahi bulunuyorsa da lisan bakımından Doğu Türkistan'ın ahalisinden farkları yoktur. Çağatay dili konuşurlar. Kendileri çok tembel; ve zevk ve eğlenceye çok düşkündürler. Ziraat vs. işleri kadınları tarafından yapılır. Tamamı müslüman ve sünnîdirler."

MAÎ : Ottoman Turkish

Su cinsinden. Akıcı, su renginde, mâvi. Katı ve sert olmayıp su gibi, akıcı olan

MAÎ : Ottoman Turkish

su cinsinden, su ile ilgili, mavi

MAÎB : Ottoman Turkish

(C.: Maâyib) Kusur, eksiklik, noksanlık. Leke. * Ayıplanmış

MAÎL : Ottoman Turkish

Ehil, iyal, çoluk çocuk

MAÎŞET : Ottoman Turkish

yaşayış, geçim

MAÛN : Ottoman Turkish

yardım

MAÛNET : Ottoman Turkish

yardımlar

MAĞAZÎ : Ottoman Turkish

gaza hikâyeleri

MAĞDUR : Ottoman Turkish

haksızlığa uğramış

MAĞDÛB : Ottoman Turkish

gazaba uğramış

MAĞFİRET : Ottoman Turkish

Allahın affı

MAĞFÛR : Ottoman Turkish

affedilen

MAĞLATA : Ottoman Turkish

kafa karıştıran aldatıcı söz