Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEHV : Ottoman Turkish

İnce kılıç. * Sulu süt

MEHVA : Ottoman Turkish

(C: Mehâvâ) Sahrâ, çöl, * Uçurum, yar. * İki dağ arası. * İki şeyin arası

MEHVARE : Ottoman Turkish

f. Ay gibi. * Aylık maaş. Aylık ücret

MEHVAT : Ottoman Turkish

Çöl, sahra. * İki şeyin arası

MEHVEŞ : Ottoman Turkish

f. Ay gibi. * Mc: Güzel

MEHYUM : Ottoman Turkish

Şaşmış, hayrette kalmış, şaşırmış. * Sevgi ve aşkdan serseme dönmüş

MEHZUL : Ottoman Turkish

Düşkün. Zayıf. Arık

MEHZUM : Ottoman Turkish

Hezimete uğramış. Mağlub olmuş olan

MEHÂBET : Ottoman Turkish

heybet, büyüklük

MEHÂFET : Ottoman Turkish

korku

MEHÂFETULLAH : Ottoman Turkish

Allah korkusu

MEHÂLİK : Ottoman Turkish

tehlikeler

MEHÂSİN : Ottoman Turkish

güzellikler

MEHÎB : Ottoman Turkish

İnsanın kendisinden korktuğu. Heybetli, azametli, korkunç kimse. * Arslan, esed, gazanfer

MEHÎB : Ottoman Turkish

korkulan

MEHÎL : Ottoman Turkish

Korkulu yer. Korkunç ve tehlikeli yer

MEHÎN : Ottoman Turkish

Hor ve hakir. Zayıf. Zebun. * Az şey. * Rey', fikir ve tedbirde temyizi zayıf, ahmak

MEHÎR : Ottoman Turkish

f. Ay, kamer

MEHÎRE : Ottoman Turkish

Usta, mâhir, hünerli. * Hür olan kadın. * Nikâh bedeli çok olan kadın

MEHÎZ : Ottoman Turkish

Ayran. * Yağı alınmış yoğurt

MEİN : Ottoman Turkish

Ağlanacak ve inlenecek yer

MEJENG : Ottoman Turkish

f. Keder, hüzün, tasa, gam. * Hoşa gitmeyen, beğenilmeyen, nefret edilen, iğrenilen

MEK'UM : Ottoman Turkish

Ağzı bağlı deve

MEKA : Ottoman Turkish

(C: Emkâ) Tilki, tavşan ve bunlara benzer hayvanlar. * Canavarların inleri ve yatakları

MEKABİR : Ottoman Turkish

(Bak: Makabir)