Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUHASAMET : Ottoman Turkish

(Bak: Muhasama)

MUHASARA : Ottoman Turkish

Bir kişinin, diğer kimsenin elini tutup yürümesi veya ellerini birbirinin kuşağına sokup yürümeleri

MUHASEBAT : Ottoman Turkish

(Muhasebe. C.) Hesap işleri, hesap görme işleri. Hesap dâireleri

MUHASEBE : Ottoman Turkish

Hesablaşmak. Hesab görmek. Hesab işi ile uğraşmak. Hesab işini gören resmi makam

MUHASEDE : Ottoman Turkish

(Hased. den) Birbirini çekememe, hased etme, kıskanma

MUHASİB : Ottoman Turkish

Hesab eden. Hesap işi ile uğraşan. Muhasib

MUHASSAL : Ottoman Turkish

Netice. Husule gelen. Tahsil olunan. Hâsıl olmuş bulunan. Toplanılmış, cem'olunmuş. Hülâsa. Sözün kısası

MUHASSAL : Ottoman Turkish

netice, sonuç, ürün

MUHASSAL-İ KELÂM : Ottoman Turkish

Sözün kısası

MUHASSALA : Ottoman Turkish

(Husul. den) Elde edilen netice, hâsıl olan sonuç. * Fiz: Bileşke

MUHASSALA : Ottoman Turkish

elde edilen sonuç

MUHASSAN : Ottoman Turkish

(Hısn. dan) Kuvvetlendirilmiş, istihkâmlandırılmış

MUHASSAS : Ottoman Turkish

Birine âid kılınmış. Tahsis edilmiş. Has kılınmış. Ayrılmış. Tâyin edilmiş

MUHASSASAT : Ottoman Turkish

(Muhassas. C.) Devlet bütçesinden, devlet dâireleri için ayrılan para. * Bir kimseye verilmiş olan maaş veya tayın

MUHASSENAT : Ottoman Turkish

(Muhassene. C.) Üstünlük sebepleri. * Güzel, hayırlı ve faydalı işler

MUHASSER : Ottoman Turkish

Hasret kalmış, tahsir olunmuş

MUHASSİL : Ottoman Turkish

Sütü çok emdiğinden hasta olan çocuk

MUHASSİN : Ottoman Turkish

(Hasen. den) Güzelleştiren, güzellik veren

MUHASSİR : Ottoman Turkish

(C.: Muhassirîn) (Hasar. dan) Zarara uğratan. Hasar ve ziyan verdiren

MUHASSİRÎN : Ottoman Turkish

(Muhassir. C.) Zarar ve ziyan verdirenler. Hasara uğratanlar

MUHASSİS : Ottoman Turkish

Tahsis eden. Has kılan. Hususileştiren

MUHASSIL : Ottoman Turkish

Husule getiren. Hâsıl eden. Meydana getiren

MUHASSIL : Ottoman Turkish

hasıl eden, neticelendiren

MUHASSIN : Ottoman Turkish

Kale gibi mahfuz ve sağlam kalan ve kendini haramdan koruyan. (Bak: Muhsın)

MUHASSIR : Ottoman Turkish

Hasrette bırakan. * Mina ile Arafat arasında Muhassir vadisi. Ebrehe'yi mağlub eden Ebabil kuşlarının taş yağdırdıkları mevki