Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUHAYYER : Ottoman Turkish

(Hayr. dan) Seçilmesi serbest olan. Seçmece. Beğenmece

MUHAYYER : Ottoman Turkish

seçmeli

MUHAYYİB : Ottoman Turkish

Yoksun bırakan, mahrum kılan

MUHAYYİBÂNE : Ottoman Turkish

f. Mahrum ve yoksun bırakırcasına

MUHAYYİL : Ottoman Turkish

Tahayyül eden. Hayal kuran. Zihinde olmayacak şeyleri düşünen

MUHAYYİLE : Ottoman Turkish

Kuvve-i hayâliye. Hayâl kurma merkezi. Zihinde bulunan hayal kuvveti

MUHAYYİLE : Ottoman Turkish

hayâl kuvveti

MUHAYYİR : Ottoman Turkish

Hayret veren. Hayrette bırakan. Şaşkınlık veren

MUHAYYİR : Ottoman Turkish

hayret ettiren

MUHAYYİR-ÜL UKUL : Ottoman Turkish

Akıllara hayret veren. Akılları şaşırtan, akılları durduran

MUHAZAH : Ottoman Turkish

Mukabele olmak, karşılık olmak

MUHAZANE : Ottoman Turkish

Çocuklara şaşırtıp sevindirecek şeyler söylemek

MUHAZARA : Ottoman Turkish

(C.: Muhazarât) (Huzur. dan) Hatırda tutulan şeyler. * Tarihi ve edebi fıkra ve hikâyeler anlatma. * Konferans verme

MUHAZARÂT : Ottoman Turkish

(Muhazara. C.) Akılda tutulan faydalı bilgiler veya hikâyeler

MUHAZAT : Ottoman Turkish

Yüz yüze gelme, karşılaşma

MUHAZAT-I NİSA : Ottoman Turkish

Fık: Kadınlarla erkeklerin namazda aynı hizada aynı safta beraber durmaları (ki, bazı şartlar müvacehesinde namazı ifsad eden bir haldir.)

MUHAZELE : Ottoman Turkish

Hakirlik, aşağılık, rezillik

MUHAZERE : Ottoman Turkish

Birbirini korkutmak. * İhtiraz etmek. * Uyanık olmak

MUHAZREB : Ottoman Turkish

Katı bükülmüş ip

MUHAZZA : Ottoman Turkish

Birbirini tahrik edip bir işe kandırmak

MUHAZZAB : Ottoman Turkish

Boyanmış, tahzib olunmuş

MUHAZZAR : Ottoman Turkish

Yeşile boyanmış. Yeşil renk ile renklendirilmiş

MUHAZZİ' : Ottoman Turkish

Saman ve ot kesmekte kullanılan bir çeşit ziraat makinesi

MUHAZZİL : Ottoman Turkish

Alçaklık ve bayağılık içinde bırakan. Tahzil eden

MUHAZZİLÂNE : Ottoman Turkish

f. Alçaklık ve bayağılıkla