Ottoman Turkish
Ottoman Turkish
MÜŞÂHEDE : Ottoman Turkish
gözlem
MÜŞÂHEDETEN : Ottoman Turkish
gözlemle
MÜŞÂHEDÂT : Ottoman Turkish
gözlemler
MÜŞÂHİD : Ottoman Turkish
gören, şahid olan
MÜŞÂKELET : Ottoman Turkish
şekilce benzeyiş
MÜŞÂKİL : Ottoman Turkish
şeklen benzer
MÜŞÂREKET : Ottoman Turkish
ortaklık
MÜŞÂRÜNİLEYH : Ottoman Turkish
işaret edilen, kendisinden söz edilen
MÜŞÂVERE : Ottoman Turkish
danışma, konuşma
MÜŞÂVİR : Ottoman Turkish
danışılan, danışman
MÜŞÂĞABE : Ottoman Turkish
aldatıp kötülük etme
MÜŞÂŞÂ : Ottoman Turkish
parlayan, debdebeli
MÜŞÎR : Ottoman Turkish
mareşal, askeriyede yüksek bir makam
MÜŞÎRİYET : Ottoman Turkish
mareşallik
MI'CAZ : Ottoman Turkish
Mak'adı büyük olan
MI'LA : Ottoman Turkish
Çulhaların çukur içinde ayak ile basıp oynadıkları nesne
MI'LAK (MA'LUK) : Ottoman Turkish
(C: Meâlik) Üzengi kayışı. * Üzüm hevneği. * Et ve üzüm asılan çengel
MI'SAM : Ottoman Turkish
(C: Meâsım) Kolun bilezik takacak yeri
MI'SAR : Ottoman Turkish
(C: Meâsır) Yeni hayız görmüş ve büluğuna yetişmiş olan kız
MI'TA : Ottoman Turkish
(C: Mıât-Mıâtâ) Bahşişi ve hediyesi çok olan kişi
MI'TAR : Ottoman Turkish
(C: Meâtır) Devamlı güzel kokular sürünen
MI'TÎR : Ottoman Turkish
Güzel kokular sürünen
MI'VEL : Ottoman Turkish
(C: Meâvi) Sivri külünk ve balta
MIGREFE : Ottoman Turkish
(C: Megârif) Kepçe
MIGTAS : Ottoman Turkish
Burun, göz çanağı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani