Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NE-ŞEBEM : Ottoman Turkish

f. Ben karanlık gece gibi nursuz değilim (meâlinde.)

NE-ŞEBPERESTEM : Ottoman Turkish

Karanlık ve zulümatı seven ve isteyen değilim

NE-ŞÜKÜFTE : Ottoman Turkish

f. Açılmamış

NEAB : Ottoman Turkish

Karga yavrusu. * Horoz veya karga gibi ötme

NEAİM : Ottoman Turkish

(Neâme. C.) Deve kuşları

NEAM : Ottoman Turkish

"""Evet, olur"" mânâsında cevap edâtıdır. * Pek iyi, âferin mânâlarında tasdik ve tahsin kelimesidir. * At, deve, sığır, koyun gibi dört ayaklı hayvana da denir."

NEAM-LA : Ottoman Turkish

"Evet, hayır. "" Doğru fakat, mes'elenin içinde senin hatırına gelmeyen şu da var."" mânâsınadır."

NEAMA' : Ottoman Turkish

Nimetler. İhsan, atiyye. * Rahatlık. Refah-ı hâle sebep olan şey

NEAMAT : Ottoman Turkish

(Neâme. C.) Deve kuşları

NEAME : Ottoman Turkish

(C: Neâm-Neamât) Deve kuşu. * Cemaat. * Gölgelik, gölgelenecek yer

NEAYİM : Ottoman Turkish

Menazil-i kamerden dört nurlu yıldızın adı

NEB' : Ottoman Turkish

Gizli ses

NEB'A : Ottoman Turkish

Yay yapacak yer

NEBA : Ottoman Turkish

kaynak olma, fışkırma

NEBA' : Ottoman Turkish

Kaynak olmak, pınardan su çıkarmak, su akması. * Akçaağaç

NEBAA : Ottoman Turkish

Oturacak yer, kıç, mak'at

NEBAC : Ottoman Turkish

Sesi yüksek olan

NEBAGAT : Ottoman Turkish

Meydana çıkma

NEBAH : Ottoman Turkish

(Nibâh-Nübâh) Köpek havlaması. * Yılan seslenişi. * Keçi ve geyik inleyişi

NEBAHE(T) : Ottoman Turkish

(Nebahat) şeref, şan, onur, itibar. * şan, şeref ve itibar sâhibi

NEBAİL : Ottoman Turkish

(Nebile. C.) Yüceler, ulular, yüksekler

NEBAİR : Ottoman Turkish

(Nebire. C.) Torunlar

NEBALE(T) : Ottoman Turkish

Zekâ, fazilet ve neciblik sâhibi olmak. * Büyüklük, azamet. * İyi olmak. * Cömertlik, elaçıklık. * Okçu, ok yapıp satan. Okçuluk

NEBAT : Ottoman Turkish

(C: Nebatât) Topraktan yetişen, biten her çeşit şey. Bitki. * Yemen diyarında bir kabile adı

NEBAT : Ottoman Turkish

itki